Page 18 - Hadis 6. Ünite
P. 18
HADİS
halde toplumsal kargaşa denilebilecek bir fitne ve fesat ortamı oluşur.
Henüz genç bir sahabi olan Ebu Saîd el-Hudrî (r.a), Resul-i Ekrem’den şu hadisi
nakleder:
“Dinlerini öğrenmek üzere size dünyanın dört bir yanından insanlar gelecek. Size gel-
diklerinde onlara iyi davranın ve kendilerine hayır tavsiyesinde bulunun!”. Beyhakî ile
Hatîb el-Bağdâdî’nin naklettiği başka bir rivayette “onlara hadis anlatınız” talima-
tı geçmektedir. Peygamber Efendimizin vefatından sonra Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)
uzaklardan gelen öğrencileriyle karşılaşır ve onlara: “Resulullah’ın (s.a.v.) bize ema-
net ettiği gençler, merhaba, hoş geldiniz!” diye yakın ilgi gösterir.
Netice itibariyle, “İki haslet münafıkta bir araya gelmez: Ahlaki kişilik ve dinde anlayış
sahibi olmak.” hadisi yanında, Hz. Ali’nin şu sözü “dini doğru anlamak” için “hıtâmuhû
misk” kabilinden bir hatırlatma olsun:
“Dikkat edin, anlayış ve kavrayışın olmadığı bir ilim ve ibadette hayır yoktur.”
(Dârimî, Mukaddime, 29.)
[Zekeriya Güler, Dini Doğru Anlamak, Diyanet Aylık Dergi, Şubat 2017, sayı: 314, s. 46-47.]
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1) Allah’ın (c.c.) hayır dilediği insan, bireysel ve toplumsal hayatında dinini
yaşayabilmek için ihtiyaç duyduğu bilgileri elde eden kimsedir.
2) Dini doğru anlamak için zihnî melekelerin açık olması, ilahî bir lütuftur.
3) Haddini bilmeyip dinî alanda konuşmak, özellikle uzmanlık isteyen konu-
ları kamu önünde tartışmak, zihinsel ve toplumsal kargaşaya yol açar.
154