Page 2 -
P. 2
1. MûsİkîNİN TaNıMı
Müzik en genel tanımı ile sesin biçim ve
anlamlı titreşimler kazanmış hâlidir. Başka bir
deyiş ile de müzik, sesin ve sessizliğin belirli
bir zaman aralığında ifade edildiği sanatsal bir
formdur.
İnsanla yaşıt olan nağme sanatının adı
Yunancadan alınmıştır. Yunancada, o dilin alfa-
besine göre m-o-u-s-a (musa) harfleriyle yazılan
“peri” anlamında bir kelime vardır. Yunancanın
kuralına göre, bir kelimenin sonuna gelen ‘-ike‘
veya ‘-ika’ takısı, o kelimeye “konuşulan dil” an-
lamı kazandırır. Mousa’ya eklenen ike takısı da
bu kavrama “perilerin konuştuğu dil” anlamı
verir. Sonraki dönemlerde “Müz” şekline gelen
sonuna “ile ilgili“ anlamına gelen -ik eki ekle-
nerek “Müzik” kelimesi doğmuştur. Bugün ise,
tüm dünyada “Müzik” denilmektedir. Önceki
dönemlerde müzik kelimesine mûsikî denildiği
görülmektedir. Mûsikî, Batı dillerinde de Yunan-
casına yakın kelimelerle ifade edilmiştir: Grekçe
musikhe (muzikii); Latince, İtalyanca, İspanyolca
ve Portekizce musica (musike); İngilizce music (muzik) ; Almanca, İsveççe ve Danimarkaca
musik (muzik), Fransızca musıque (muzik), Fince musiiki (muziik). Daha sonra İslam kültür
çevresine ise IX. yy’dan başlayarak (قييسوم : mûsîkî veya mûsîka) şeklinde geçen kelimeyi Türk-
ler, Müslüman olduktan sonra bu telaffuza yakın bir şekilde mûsikî (قيسوم :mûsikî) olarak kul-
lanmaya başlamışlardır.
Mûsikînin çeşitli devirlerde birçok tarifi yapılmıştır. Eski Türk mûsikîsi nazariyatçıları
genellikle, büyük İslam bilgini İbn Sînâ’nın (ö.1037) eş-Şifâ adlı eserinde yer alan “cevâmi‘u
ilmi’l-mûsîka” adlı bölümündeki tarifini benimsemişlerdir. Burada İbn Sînâ mûsikîyi şöyle tarif
etmiştir: “Mûsikî, birbirine uyuşması ya da uyuşmaması bakımından seslerin ve bir mûsikî
parçasının nasıl bestelendiğinin bilinmesi açısından sesler arasındaki zaman aralıklarının du-
rumlarının incelendiği riyazi (matematiksel) bir ilimdir.”
BİlGİ kUTUsU
Müzik bazı insanlara gıda, bazılarına ilaç, bazıları-
na ise eğlence gibidir.
Binbir Gece Masalları’ndan
12 13