Page 10 - Temel Dini Bigiler İslam-2 Lise 1. Ünite
P. 10
1. ÜNİTE
İmanın mahiyeti konusunda İslam alimleri ve mez- İslam’ın İnanç Esasları
hepler arasında farklı yaklaşımlar söz konusudur. İman
nedir? Bir kimse ne yaparsa mü’min olur? İman sadece
bilmek midir? Sadece dil ile ikrar mıdır? Sadece kalp ile
tasdik midir? Hem kalp ile tasdik hem dil ile ikrar mıdır? Allah’a man
Bunlara ilaveten ibadetler ve salih ameller de gerekli Meleklere man
midir? gibi sorular etrafında ortaya çıkan yaklaşımlar
imanın mahiyetini belirler. Bu konudaki yaklaşımları şu K taplara man
başlıklar altında sıralayabiliriz: Peygamberlere man
İmanın asli unsurunu kalp ile tasdikle sınırlayanlar: Ah rete man
Ehl-i Sünnet anlayışının büyük çoğunluğu, bir kimsenin
Allah (c.c.) katında mü’min olabilmesi için o kimsenin Kader ve Kazaya man
kalben iman etmesini yeterli görürler. Bu görüşte olan-
lara göre imanın asli rüknü kalp ile tasdiktir ve kalp ile
tasdik yeterlidir. Dil ile ikrar, imanın asli şartı olmayıp BİLGİ KUTUSU
kişinin diğer Müslümanlar nezdinde mü’min muamele-
si görebilmesi için gereken bir şarttır. İmam Maturidi, Tafsili imanın üç derecesi vardır:
İmam Eş’ari, İmam Cüveyni ve Fahrettin er-Razi gibi 1. Allah’ın (c.c.) varlığına, bir-
liğine, tek yaratıcı olduğuna
alimler bu görüştedir. Pek çok ayette ve hadiste iman ve Hz. Muhammed’in Allah’ın
kalbin işi olarak anlatılmıştır. kulu ve resulü olduğuna ve
16
İmanın mahiyetine kalp ile tasdikle beraber dil ile ik- ahirete inanma.
rarı da ilave edenler: Ehl-i Sünnet anlayışından olan bazı 2. “Amentü” esaslarına yani;
alimler imana, kalp ile tasdik yanında dil ile ikrar şar- Allah’a (c.c.), meleklere, ki-
tını da ilave etmektedirler. Bu alimlere göre iman; Hz. taplara, peygamberlere, ahi-
Muhammed’in (s.a.v.) Allah’tan (c.c.) getirdiği kesin ola- ret gününün gerçekleşeceğine,
kadere, hayır ve şerrin Al-
rak bilinen şeylerin hepsinin doğru ve gerçek olduğunu lah’tan (c.c.) geldiğine inan-
kalp ile tasdik ve dil ile ikrar etmektir. Ancak bu rükünler ma.
aynı seviyede birer aslî rükün değildir. Çünkü bunlardan 3. Kur’an-ı Kerim ve sünnet ile
kalp ile tasdik olmadığında imandan bahsedilemez ama bildirildiği kesin olarak bilinen
kalbinde iman olan birisi dil ile ikrar etmediğinde veya dinî hükümlerin hepsine ayrı
öldürülme tehdidi karşısında kalbindeki imanı diliyle ayrı inanma.
yalanlamak zorunda kaldığında bile Allah (c.c.) katında (bk. MEB Dinî Terimler Sözlüğü s.
mü’mindir. Bazı Ehl-i Sünnet kelamcıları, İmam Ebu Ha- 346.)
nife ve Hanefî fakihlerden İmam Serahsî ile İmam Pez-
devî bu görüştedirler.
İmanın mahiyetine kalp ile tasdik ve dil ile ikrar yanında ameli ekleyenler ancak amel et-
meyenleri kâfir görmeyenler: Ehl-i Sünnet anlayışında olmalarına rağmen bazı mezhep imam-
larına ve özellikle hadis alimlerine göre iman; dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve rükünlerle ameldir.
Ancak bu görüşte olanlar ameli terk edenleri fasık saymışlarsa da mü’min olmadıklarını söy-
lememişler, amelsiz Müslümanlar’ın imandan çıkarak kâfir sayılmaları gerektiği sonucuna git-
memişlerdir. İmam Şafiî, İmam Mâlik, İmam Ahmed b. Hanbel gibi bazı alimler bu kanaattedir.
16 bk. Maide suresi, 41; En’am suresi, 125; Nahl suresi, 106; Hucurat suresi, 14; Mücadele suresi, 22; ayrıca hadisler için bk. Buhârî,
İman, 15; Müslim, İman, 82.
19