Page 7 - 11. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 4. Ünite
P. 7

İslam’a hizmet eden bir diğer genç ilk Müslümanlardan Cafer b. Ebi Talib’dir. Mekkeli müşrik-
            lerin eziyet ve işkencelerinin artması üzerine, Habeşistan’a giden Müslümanlar arasında yer
            alan Cafer (r.a.), muhacir kafilesinin liderliğini üstlenmişti. Bir süre sonra onların Mekke’ye
            iade edilmesini isteyen müşrik elçiler Habeşistan’a geldiler. Müslümanların aynı zamanda
            sözcülüğünü yapan Cafer (r.a.), Habeş Necaşi’si Ashame’yi yaptığı meşhur konuşmasıyla
            etkiledi. Onun cesaretle ve maharetle inancını ortaya koyan bu tavrı sayesinde mülteci Müs-
            lümanlar Habeşistan’da himaye edilmiş oldu. Mekke’den gelen elçiler de istediklerini elde
            edemeden geri dönmek zorunda kaldılar. 15
            Sadece Mekke’nin sıkıntılı zamanlarında değil, Medine’deki tebliğ faaliyetlerinde de gençler
            hep ön saflarda yer aldılar. Nitekim Hz. Peygamber tarafından komşu hükümdarlara gönde-
            rilen davet mektuplarını dönemin gençlerinden Zeyd b. Sabit kaleme aldı. Zeyd (r.a.), dil ko-
            nusundaki kabiliyetinden dolayı İbranice ve Süryaniceyi kolayca öğrenmişti. Böylece komşu
            ülkelerden gelen mektupları tercüme ediyor ve cevap yazabiliyordu. Yirmili yaşlarında olan
            Zeyd (r.a.) aynı zamanda Hz. Peygamber’in vahiy kâtiplerinden biriydi.
                                                                            16
            Gençlere verdiği sorumluluk ve görevlerle onlara duyduğu güveni gösteren Allah Resu-
            lü (s.a.v.),  gençlerin yoğun duygu değişimlerinin de farkındaydı. Medine dışından gelen
            Malik b. Huveyris ve arkadaşları yirmi gün boyunca Hz. Peygamber’in yanında öğrenci
            oldular. Her biri, Nebi’nin (s.a.v.) gözetiminde dinlerini öğrenmenin hazzını yaşasalar da
            bir süre sonra geride kalan ailelerini özlemeye başladılar.  Onların duygularını hisseden
            Sevgili Peygamberimiz, “Memleketlerinize dönseniz ve öğrendiklerinizi onlara da öğret-
            seniz.”  diyerek hem onları görevlendirmiş hem de sevdiklerine kavuşturmuştu.
                  17


                        Bilgi Kutusu


               Müslüman  gençlerden  Cafer  b.  Ebi  Talib’in  Habeşiştan  Necaşisi’nin  huzurunda,
               muhacirlerin temsilcisi olarak şu konuşmayı yapmıştır:
               “Ey Hükümdar, Allah aramızdan birini elçi olarak seçip gönderinceye kadar biz cahil-
               lerdendik, putlara tapar, ölü hayvan eti yer, fuhuş yapardık. Akrabalık bağını koparır
               ve komşuluk haklarını tanımazdık. Güçlü olanlarımız zayıf olanlarımızı ezerdi. Uzun
               süre bu hâlde yaşadık. Sonra Allah bize aramızdan soyunu, eminliğini bildiğimiz bir
               peygamber gönderdi. O, bizi, ağaç ve taştan yaptığımız putlara tapmaktan alıkoyarak
               Yüce Allah’ın birliğini tanımaya ve O’na ibadet etmeye çağırdı.

               Bize doğru söylemeyi, emanete ve akrabalık bağına riayet etmeyi, haramdan, kan
               dökmekten sakınmayı ve komşularla güzel geçinmeyi emretti. Yalandan, yetim malı
               yemekten, fuhuştan ve namuslu kadına iftira etmekten menetti. O, bize diğer insan-
               lara kötülük yapmaktan çekinmeyi, yalnızca Allah’a ibadet etmeyi, sadaka vermeyi
               ve her türlü iyi ve güzel fiiller işlemeyi öğretti.  Emir ve tavsiyeleri bize hoş ve cazip
               geldiği için biz bunları yapmaya başladık. Fakat bu sebeple kendi insanlarımızdan,
               vatanımızı terk etmeye ve senin ülkene sığınmaya bizi mecbur bırakan işkenceler
               gördük. Özetle biz, seçebileceğimiz bütün krallar arasından sizi tercih etmiş bulunu-
               yoruz, zira sizin yanınızda bize kimsenin zulmedemeyeceğini ümit ediyoruz.”

                                                             (İbn Hişam, es-Sîre, C 1, s. 359-360.)

            15 Ahmet Önkal, “Cafer b. Ebu Talib”, DİA, C 6, s. 549.
            16 İbn’ül-Esir, Üsdü’l-ğabe, C 2, s. 277.
            17 Buhârî, Ezan, 49.

                                                       105
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12