Page 9 - Kur'an-ı Kerim 8. Sınıf 2. Bölüm
P. 9

Yusuf (a.s.) acele etmedi. Gayet sabırlı davrandı ve önce doğruların ortaya çıkmasını, suçsuzluğu-
        nun ispatlanmasını istedi. Bunun üzerine vezirin hanımı çağrıldı ve gerçekleri anlatması istendi. O da:

               “...Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murâd almak istedim. Şüphesiz ki o, doğru söyleyenler-
        dendir...”  diyerek suçunu itiraf etti. Hz. Yusuf’un (a.s.) suçsuz olduğunu, haksız yere zindana gönderildi-
                 67
        ğini söyledi. Böylece bunca yıldır zindanda kalan Hz. Yusuf’un (a.s.) suçsuzluğu, temiz ve güvenilir kişiliği
        ispatlanmış, doğruluğu herkes tarafından anlaşılmıştı. Bunun üzerine Yusuf (a.s.) şunları söyledi:

               “...Bunu istememin sebebi vezire gıyabında ihanet etmediğimi ve Allah’ın hainlerin hilesini ba-
        şarıya ulaştırmayacağını herkesin bilmesini sağlamak içindi. (Şu da bilinmelidir ki!) Ben nefsimi temize
        çıkarmam. Çünkü nefis Rabb’imin merhameti olmadıkça
        aşırı şekilde kötülüğü emreder. Doğrusu Rabb’im çok ba-

        ğışlayan ve merhamet edendir.”  68
               Kuyuya atılmakla başlayan çileli hayat, zindandan
        kurtuluşla bitmişti. Zindan, Yusuf (a.s.) sayesinde bir eği-
        tim kurumu halini almıştı. Şimdi nurlanacak yer saraydı.

        Sabır ile olgunlaşan Yusuf peygamber artık saraya sultan
        olacaktı.  Kral, bu olaydan çok etkilenmiş, Yusuf’un (a.s.)
                69
        doğruluğuna,  iffetine  ve  ahlâkına  hayran  olmuştu.  Onu
        “özel danışmanı”  olarak hemen yanına aldı ve:
               “...Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi
        ve güvenilir birisin.”  dedi.  Bunun üzerine:                Zindandan çıkan Hz. Yusuf (a.s.) Mısır’ın veziri oldu.
                            70
               “Hz. Yusuf, ‘Beni memleketin hazinelerine memur                       (Temsili resim)
        et, çünkü ben korumasını ve yönetmesini bilirim.’ dedi.”
                                                              71
               Yusuf’a (a.s.) istediği verildi. O, artık bir vezirdi. Mısır’ın maliye veziri idi. Doğruluğunun, iffetinin ve
        sabrının mükâfatını görmüştü. Peygamberliği yanında devlet yönetiminde söz hakkına sahip olmuştu. So-
        nuçta bir gerçek vardı: Allah (c.c.) mazlumların yanındaydı ve doğruların yardımcısı idi. Yeter ki sabredilsin;
        ilim, hikmet ve akıl ile mücadele ederek sağlam bir iradeye sahip olunsun.

               Merhametli Yönetici

               Ülkenin idaresinde söz sahibi olan Hz. Yusuf (a.s.) ilk yedi yılda tarıma önem verdi. Üretimi artırdı,

        ihtiyaç fazlası ürünleri sonraki yedi yıl için sakladı. Kıtlık yılları geldiğinde Mısır’ın ambarlarında çok miktar-
        da ürün vardı. Bu ürünler hem kendilerine yetmekte hem de ihtiyacı olan komşu ülkelere verilmekteydi.
        Mısır’da olduğu gibi Şam ve Kenan diyarında da kıtlık hüküm sürüyordu. Şam halkı ve Kenan diyarında
        oturan Hz. Yakup (a.s.) da Mısır’da hazinelerden sorumlu, merhametli ve cömert bir vezirin olduğunu işit-

        mişlerdi. Bunun için de oğullarını buğday getirmeleri için Mısır’a gönderdi. Öte yandan oğlu Yusuf’un (a.s.)
        acısını yüreğinde hissediyordu. Onun başına gelenlerden sonra Bünyamin için de endişe duyuyordu. Bu
        nedenle küçük oğlu Bünyamin’i yanında tuttu.

        67  Yûsuf suresi, 51. ayet.
        68  Yûsuf suresi, 52-53. ayetler.
        69  İ.Lütfi Çakan; Mehmet Solmaz, Kur’an-ı Kerim’e Göre Peygamberler ve Tevhit Mücadelesi, s. 126.
        70  Yûsuf suresi, 54. ayet.
        71  Yûsuf suresi, 55. ayet.
                                                           25
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14