Page 8 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3. Ünite
P. 8

İSLAM DÜŞÜNCESİNDE TASAVVUFİ YORUMLAR                                    3. Ünite




            Sufiler, zarafet ve nezaketin kaynağı olan bu anlayışı çok sık kullandıkları “Edep yahu!” sözüyle
            ifade etmişlerdir. 22

                  Tasavvuf,  insanın  kalbindeki  kötü  vasıflardan  kurtulma  çarelerini,  kalpteki  iyi  vasıflar
            ve onları kazanma yollarını göstermeyi hedefler. Böylece manevi mertebeleri katederek en
            yüksek mertebe olan "insan-ı kâmil" mertebesine ulaşmayı amaçlar.  İnsan-ı kâmil, Arapçada
                                                                              23
            ‘olgun  insan’  demektir.  İnsan-ı  kâmilden  kastedilen,  Kur'an  ve  hadislerde  ifadesini  bulan
            ahlaki  olgunluğa  ulaşmış  Müslümanlardır.   İnsan-ı  kâmil  şeriat,  tarikat,  hakikat  ve  marifet
                                                      24
            itibariyle tam ve olgun kişidir. Esasen tasavvuf eğitiminin amacı söz konusu bu dört hususu
            kemale erdirmekten ibarettir. 25

                  İslam  dininde  önemli  bir  yere  sahip  olan  ahlak,  tasavvuf  düşüncesinin  de  temelini
            oluşturur. Çünkü tasavvufi düşüncede insanın manevi açıdan yücelmesi ahlaki değerlere sahip
            olmakla gerçekleşir. Tasavvuf yüksek ahlaki özellikler ile insanı olgunlaştırır ve onu kin, nefret
            ve kötülüklerden uzaklaştırır. Böylece insanların bu yönlerinin gelişmesine ve ahlaklı bireyler
            olarak yetişmelerine katkı sağlar.

                        YORUMLAYALIM



              Tasavvufi  düşüncede  seyr-u  sülûk,  bir  şeyhin  nezaretinde,  manevi  yolculuğu  ifade
              etmektedir.


                                                             (Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 467.)
              Sizce  bu  manevi  yolculukta  kişinin  hangi  ahlaki  değerlere  sahip  olması  gerekir.
              Arkadaşlarınızla yorumlayınız.


               3.  KÜLTÜRÜMÜZDE ETKİN OLAN TASAVVUFİ YORUMLAR


                    "Tasavvuf kâl (söz) ilmi değil hâl (davranış) ilmidir." sözünden ne anlıyorsunuz?


                  Tasavvufi yorumlar, İslam dininin anlaşılmasını kolaylaştıran, geniş kitlelere ulaşmasını ve
            farklı düşüncelere saygı duyulmasını sağlayan birer zenginliktir. İslamiyetin, Anadolu, Balkanlar,
            Kuzey Afrika, Orta Asya, Hindistan ve Endonezya gibi farklı coğrafya, kültür ve medeniyetlere
            ulaşmasında tasavvufi düşüncenin büyük etkisi olmuştur.

                  Mevlana,  Yunus  Emre,  Hoca  Ahmed  Yesevi,  Hacı  Bektaş  Veli,  Eşrefoğlu  Rumi  gibi
            müstesna  şahsiyetler  kültürümüzün  oluşmasına  büyük  katkılar  sağlamışlardır.  Onlar  ortaya
            koydukları eserlerle sadece kendi çağlarına değil gelecek çağlara da ışık tutmuşlar ve insanlığa
            önder olmuşlardır. Ayrıca bu isimlerin şiir, edebiyat, musiki, mimari, hüsnü hat gibi  İslam sanat
            dallarının oluşmasına etkileri olmuştur. Bu büyük şahsiyetlerin temsil ettiği görüş ve düşünceler
            (Yesevilik, Nakşibendilik, Kadirilik, Rifailik, Mevlevilik, Alevilik-Bektaşilik vb.) tasavvufi ekoller
            olarak  benimsenmiş  ve  günümüze  kadar  gelmiştir.  Kültürümüzde  etkili  olan  bazı  tasavvufi
            yorumlar şunlardır:

            22 Süleyman Uludağ, “Edep”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 10, s. 415.
            23 Osman Türer, Ana Hatlarıyla Tasavvuf Tarihi, s. 26.
            24 Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, s. 398.
            25 Mehmet S. Aydın, “İnsan-ı Kamil”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 22, s. 331.
                                                        75
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13