Page 12 - 9. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1. Ünite
P. 12

PEYGAMBERİMİZİN HAYATI



                  4.1. Mekke

                  Müslümanların kutsal şehri olan Mekke, tarım yapma imkânı olmayan, Kur’an’ın ifadesiyle
                  ekin bitmeyen bir vadidir.  Çöl sıcaklarının hâkim olduğu Mekkeʼde ağaç yok denecek
                                          25
                  kadar azdır. Bu nedenle ani yağışlar zaman zaman sel baskınları meydana getirmektedir.
                  Dolayısıyla bu şehrin ekonomik hayatı ticarete dayalı olmuştur.

                  Mekke’nin kuruluşu, Hz. İbrahim’in, eşi Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’i buraya getirmesi ve
                  ardından zemzem suyunun çıkmasıyla başlar. Rabbʼinin emriyle tevhid mücadelesi için
                  yeni bir cephe açan Hz. İbrahim, eşi ve oğlunu burada bırakıp Filistin’e geri dönmüştür.
                  Hz. İsmail ve annesine hayat veren su nedeniyle önce Amâlikalılar ardından da Cürhümî-
                  lerin buraya yerleşmesiyle Mekke’de şehirleşme başlamıştır. Allah’ın (c.c.)  emriyle Mekke’ye
                  gelen Hz. İbrahim, Hz. İsmail ile Kâbe’yi yeniden inşa etmiştir. Kâbe ve çevresi harem ka-
                  bul edildiği için burada canlıların öldürülmesi ve bitkilere zarar verilmesi yasaklanmıştır.
                                                                                                   26
                  Peygamberlikle görevlendirilen Hz. İsmail, babasının vefatından sonra Kâbe hizmetini yıl-
                  larca sürdürmüş ve hac ibadetinin kurallarını Hicaz halkına öğretmiştir. 27


                                          Sâre ile evlenen İbrahim’in (a.s.)  uzun süre çocuğu olmamıştı. Bundan dolayı
               Okuma Vakti                zaman zaman Allah’a (c.c.)  yalvarmış ve “Rabb’im bana salihlerden olacak bir
                                          evlat ver!” diye dua etmiştir. Sâre kocasının evlat hasreti çekmesine üzülmüş
                                          ve onu cariyesi Hacer ile evlendirmiştir. Bu evlilikten İsmail
                                                                                          dünyaya
                                                                                       (a.s.)
                                          gelmiş fakat Sâre onun doğumundan sonra Hacer’i kıskanmaya başlamış,
                                          bir müddet sonra da kocasından Hacer’i ve oğlunu evden uzaklaştırmasını
                                          istemiştir. Bir süre tereddüt gösteren İbrahim (a.s.) , Allah’tan (c.c.)  aldığı emir
                                          üzerine Hacer ile oğlunu Mekke’ye Kâbe’nin bulunduğu yere götürmüştür.
                                          O sırada tamamen ıssız olan Mekke’nin kupkuru vadisine getirilen Hacer
                                          İbrahim’e (a.s.)  “Bizi hiçbir ekinin bitmediği ve kimsenin yaşamadığı bu
                                          vadiye bırakıp gidecek misin?” diye sormuş, İbrahim (a.s.)  de bunu Allah’ın (c.c.)
                                          emriyle yaptığını söyleyerek onu teselli etmiştir. Bununla birlikte Allah’a (c.c.)
                                          şöyle dua etmiştir: “Ey Rabb’imiz, ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları
                                          için neslimden bir kısmını senin Beytülharam’ının (Kâbe) yanında ziraat
                                          yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Sen de insanlardan bir kısmının
                                          gönlünü onlara meylettir ve çeşitli meyvelerle onları besle ki sana
                                          şükretsinler.” Hacer, ıssız Mekke vadisinde İbrahim’in (a.s.)  bırakmış olduğu
                                          az miktardaki su ve erzakın tükenmesi üzerine İsmail’in (a.s.)  susuzluktan
                                          ölmesinden korkarak telaşlanmış, çaresizlikten Safâ ile Merve tepeleri
                                          arasında yedi defa gidip gelmişti. Bu sırada oğlunun bulunduğu yerden
                                          zemzem suyunun çıktığını görmüş ve bu vadide kendisine su ihsan eden
                                          Allah’a (c.c.)  şükretmiştir.

                                                             (Şaban Kuzgun, “Hacer”, DİA, C 14, s. 432-433.)


                  25  bk. İbrahim suresi, 37. ayet.
                  26  bk. Âl-i İmrân suresi, 96-97. ayetler.
                  27  Ömer Faruk Harman, “İsmail”, DİA, C 23, s. 77-80.


                     24
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17