Page 20 - 5. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 20

PEYGAMBERİMİZ VE ÇOCUKLAR



             Yetim Bir Kız

             Bir bayram sabahı, çocuklar bayramlık elbiseleriyle sevinçle koşuşuyorlardı. Ümmetinin se-
          vincini paylaşan Peygamberimizin (s.a.v) gözüne birden uzak bir köşede boynunu bükmüş bir
          kız çocuğu takıldı. Bu kızın elbisesi yamalı, ayakkabısı yırtıktı. Peygamberimiz (s.a.v) onun ya-
          nına yaklaştığında avuçlarıyla yüzünü kapatıp ağladığını gördü. Onu bu hâlde görünce hemen
          yanına gidip, tatlı ve şefkatli sesiyle sordu: “Yavrucuğum! Bu bayram gününde niçin ağlıyor-
          sun?” Çocuk başını kaldırmadan ve soruyu soranın kim olduğuna bakmadan konuşmaya baş-
          ladı: “Babamı hatırladım, bu yüzden ağlıyorum. Geçen bayram bizimleydi, şimdi ise yok! Son
          savaşta Peygamberimizle birlikte gitti ve şehit oldu. İnsan böyle yetim kalınca elbette ağlar...”

             Bunları duyan sevgili Peygamberimiz (s.a.v), küçük kızın başını okşayarak şöyle dedi: “Sil
          gözünün yaşını yavrucuğum. Kaldır başını, bak sana ne diyeceğim: İster misin senin baban ben
          olayım? Fâtıma, ablan; Ayşe de annen olsun… Bu teklifime ne dersin?”  Bu sözleri duyunca
                                                                                33
          çocuk şaşırıp kaldı. Demek ki içini döktüğü kişi, sevgili Peygamberimizdi. Evet demek için hafif-
          çe başını salladı.

             Birlikte Peygamberimizin (s.a.v) evine giderken artık mutlulukla yürüyordu küçük yetim kız.
          Eve vardıklarında ev halkı da çok sevdi onu. Elini yüzünü yıkayıp saçlarını taradılar. Güzel el-
          biseler giydirdiler. Karnını doyurdular. Bayram harçlığı verip oynasın diye sokağa gönderdiler.
             Bu kez diğer çocuklar, bu güzel elbiseli ve yüzü ışıl ışıl parlayan çocuğa imrendiler. Bazıları
          dayanamayarak sordu: “Ne oldu sana, neden bu kadar sevinçlisin?” Küçük kız, elbiselerini ve
          harçlığını göstererek cevap verdi: “Benim de bir babam var artık. Hem de öyle bir baba ki dün-
          yada eşi bulunmaz! Hem yüreği şefkat dolu Ayşe annem, hem de saçlarımı tarayan, elbisemi
          giydiren Fâtıma ablam var. İşte bu yüzden çok sevinçliyim. Dünyalar kadar mutluyum.”

































                                         Resim-34: Yetimin başını okşa, fakiri doyur

          33   M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü’s-Sahabe, I/128.

                                                       72
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25