Page 11 - 10. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 4. Ünite
P. 11
DÖRDÜNCÜ ÜNİTE
Listeleyelim
Peygamberimizin barışa katkılarını listeleyiniz.
1.
2.
3.
Sevgili Peygamberimiz, “Size savaş açanlara karşı Allah yolunda savaşın ama
43
(amacınızı aşıp) haksız yere saldırmayın, doğrusu Allah saldırganları sevmez.” ayeti-
nin gereğince düşmanlarıyla savaşırken bile barışa yer bırakmak için ölçülü hareket etmiştir.
Sulh için bütün yollar tükendikten sonra Müslümanların haklarını korumak için savaşmak zo-
runda kalmıştır.
Hicretin 6. yılında gerçekleşen Hudeybiye Antlaşması, Allah Resulü’nün barışı sağla-
mak için ne kadar çabaladığını göstermesi açısından çok anlamlıdır. Zira Peygamber Efendi-
miz, yanında bin beş yüz kadar sahabiyle Kâbe’yi ziyaret etmek için Mekke’ye doğru yola çıktı.
Mekke’ye bir elçi göndererek niyetlerinin savaş değil umre yapmak olduğunu müşriklere bil-
dirdi. Mekkeli müşrikler ise Müslümanların Kâbe’yi ziyaret etmelerine izin vermedi. Bu görüş-
melerin sonunda müşriklerle Müslümanlar arasında Hudeybiye Barış Antlaşması yapıldı. Ant-
laşmanın şartları Müslümanların aleyhine görüldüğü halde Peygamberimiz barışçı bir tutum
sergiledi, müşriklerin bütün tahriklerine rağmen onların şartlarını kabul etti.
Hudeybiye Antlaşması’yla müşriklerle 10 yıl sürecek olan bir barış antlaşması imza-
landı. Bu antlaşma Müslümanlar için gerçek bir zafer ve fetih oldu. Çünkü bu barış ortamında
kılıçlar kınına kondu, İ�slamiyet’e karşı olan önyargılar yıkıldı. İ�slam dininin hakikatleri düş-
manlıkların bir tarafa bırakıldığı bu ortamda bütün güzelliğiyle göründü. İ�nsanların kalplerini
ve akıllarını fethetti. Hatta Arapların dâhilerinden olan Halid b. Velid ile Amr b. As gibi kişi-
ler, İ�slam dininin insanlara kazandırdığı yüksek değerleri tarafsız bir bakış açısıyla gördükten
sonra Müslüman oldular. Ayrıca bu antlaşma ile Mekkeli müşrikler, Müslümanların gücünü
kabul etmiş oldular. Hudeybiye Antlaşması ile iki yıl içerisinde binlerce kişi Müslüman oldu,
müşriklerin antlaşmayı bozması sonucunda da Mekke’nin fethi gerçekleşti.
Allah Resulü, müminlere aralarında barış, sevgi ve kardeşliğin yerleşmesi için selamın
yaygınlaştırılmasını tavsiye eder, bu konuda onlara örnek olurdu. Ö, küçük büyük karşılaştığı
herkese selam verirdi. Selamlaşmanın önemini de şu sözlerle vurgulamıştır: “Nefsim elinde
olana yemin olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman
etmiş olmazsınız. Ben size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş öğreteyim mi? Selamı
44
aranızda yayınız.”
43 Bakara suresi, 190. ayet. 103
44 Müslim, İ�man, 93.

