Page 14 - Kur'an-ı Kerim 7. Sınıf 2.Bölüm
P. 14

7. Sınıf                                                                                             Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım                                            1. Ünite





          etmeden güvenilir tarzda getirecek emin bir kimseyim.”  diye sözünü bitirdi. Ama “Kendi-
                                                                    47
          sinde, kitaptan ilim olan bir zat da: Ben, sen gözünü açıp kapamadan o tahtı getirebilirim.”
          der demez Süleyman, kraliçenin tahtının yanı başında durduğunu görünce: “Bu, Rabb’imin
          lütuflarındandır. Bu, şükür mü edeceğim yoksa nankörlerden mi olacağım diye beni sına-
          mak içindir. Şükreden sadece kendi lehine olarak şükreder. Nankörlük eden ise bilmelidir

          ki Rabb’im onun şükründen müstağnidir, şükrüne ihtiyacı yoktur, ihsan ve keremi boldur.”
                                                                                                      48
          Ve devamla “Dedi ki: Şimdi o Kraliçe’nin tahtını kendisinin tanıyamayacağı bir hâle getirin,
          bakalım bunu bilecek mi, bilemeyecek mi?”    49
                 Günler geçmiş Sebe’ Melikesi Belkıs nihayet gelmişti. “Süleyman’ın huzuruna girince
          ona: ‘Senin tahtın da böyle midir?’ diye soruldu. ‘Tıpkı o!’ dedi, ‘Zaten bize daha önce ilim
          nasip edildi; onun için de biz teslimiyet gösterenlerden olduk.’ dedi. Çünkü öteden beri
          Allah’tan başka taptığı putlar, onun tevhit dinine girmesini engellemişti. Çünkü o, kâfir bir
          millete mensup idi.”  50


          Hz. Süleyman’ın Sarayı


                 Hz. Süleyman, insanlardan ve cinlerden olan ustalara cam ve kristalden büyük bir saray
          yapmalarını emretti. Sarayın altından da su akıyordu. Bunu bilmeyen birisi sarayın içinde su oldu-
          ğunu ve adımını atınca suya düşeceğini zannedebilirdi. Bu durum, görünüşe aldanmaktan başka
          bir şey değildi. Belkıs ve halkı da görünüşe aldanıyordu. Çünkü o ve halkı, güneşe tapıyorlar,
          onun gücüne inanıyorlardı. Hâlbuki güneş, Allah’ın emriyle hareket ediyordu. Gerçekte, güç ve

          kuvvet güneşe ait değildi. Görünen şeyle-
          rin arkasında görünmeyen hakikatler ola-
          bilirdi. Belkıs’ın gördüğü manzara, onun
          gerçekleri  görmesine,  yüce Allah’ın  güç
          ve  kudretinin  büyük  olduğunu,  kullarına
          verdiği  büyük  nimetlerin  çokluğunu  fark
          etmesini  sağlayacaktı.   “Kraliçe’ye:
                                 51
          ‘Buyurun, saraya girin!’ dendi. (Belkıs)
          Sarayın  eyvanını  görünce,  zemininde
          engin ve duru su olduğunu zannedip
          eteğini  yukarı  çekti.  Süleyman:  ‘Bu,
          camdan  yapılmış  şeffaf  bir  saraydır.’
          dedi. Bunun üzerine Belkıs: ‘Ya Rabbî!


          47. Neml suresi, 38-39. ayetler.
          48. Neml suresi, 40. ayet.
          49. Neml suresi, 41. ayet.
          50. Neml suresi, 42-43. ayetler.
          51. Kasasu’n Nebiyyin, Nedvi ebül-Hasam, s.308.
                                                       34
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19