Page 26 - Kur'an-ı Kerim 10. Sınıf 2. Bölüm
P. 26

Bu ayet, aynı zamanda istiğfar ve tövbenin Allah’ın (c.c.) rahmetini, yağ-
                           muru ve bereketi beraberinde getireceğinin de bir müjdesidir.

                             Hud suresinin 90. ayetinde de aynı şekilde önce istiğfar, daha sonra tövbe
                           emredilmiştir. Ancak af dilemek anlamına gelen istiğfar ile “günahtan vaz-
                           geçme” anlamına gelen tövbe arasındaki tek fark bu değildir. İki eylem ara-
                           sındaki bir başka fark da şudur: Kişi ancak kendi günahından dolayı tövbe
                           edebilirken istiğfarı başkaları için de yapabilir. Yani başkasının affını Allah’tan
                           (c.c.) dileyebilir. Bunu Yusuf suresinin 97 ve 98. ayetleri ile örneklendirelim.
                           Hz. Yakub’un (a.s.) oğulları ondan “Ey babamız! Allah’tan suçlarımızın ba-
                           ğışlanmasını dile!..” isteğinde bulunmuşlar; bunun üzerine Hz. Yakub (a.s.)
                           “Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim...” demiştir.

                             O  hâlde  istiğfar,  kendimiz
                           için bir af dileme olmanın yanı
                           sıra,  başkalarının  affedilmesi
                           ya da doğruyu görmeleri için
                           de  yapılabilecek  bir  duadır.
                           Diğer  peygamberlere  oldu-
                           ğu  gibi  peygamberimize  de
                           Kur’an’ın birçok ayetinde üm-
                           meti için istiğfar etmesi emre-
                           dilmiştir.
                                  40
                             İhsan
                                                           Görsel 1.25. “Sizden biri, kendisi için istediğini din
                             İhsan  kavramı,  sözlükte     kardeşi için de istemedikçe gerçek imana eremez.”
                           “bir şeyi iyi ve güzel yapmak,        (Buhârî, Îmân 6; Müslim, Îmân, 71.)
                           iyi, güzel ve yararlı fiil işlemek,
                           iyilik etmek, ikramda bulunmak” anlamlarına gelir. Kur’an’da sözlük anlamına

                           paralel olarak iyilik etmek, iyi davranmak, güzel işler yapmak ve bir görevi en
                           iyi şekilde, hakkıyla yapmak anlamlarında kullanılmıştır. 41


                                    Düşünelim-Konuşalım

                                  "...İyilik edin! Şüphesiz Allah iyilik edenleri (ihsan sahiplerini)
                               sever.”                                                              (Bakara suresi, 195. ayet.)

                                  Yaptığınız iyilikleri ya da işlerinizi en güzel şekilde yapmanızın
                               karşılığını hangi alanlarda gördünüz? Fikirlerinizi arkadaşlarınızla
                               paylaşınız.




                           40  bk. Muhammed suresi, 19. ayet.
                           41  bk. Mustafa Çağrıcı, "ihsan", TDV İslam Ansiklopedisi, C 21, s. 544.



                      44    Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31