Page 17 - Hadis Metinleri 2. Ünite
P. 17
2. ÜNİTE
Abdullah b. Mes’ûd (r.a), Hz. Peygamber (s.a.v) zamanındaki bütün savaşlara katıldı. Bedir’de yaralı
olarak bulduğu “ümmetin firavunu” diye bilinen azılı İslam düşmanı Ebû Cehil’i öldürdü. Bundan dolayı
Rasûlullah (s.a.v), Allah’a hamdederek onu övmüş ve Ebû Cehil’in kılıcını ona vermiştir.
Basralı muhaddis tabii Ebû Nadre diyor ki: “Rasûlullah’ın (s.a.v) ashabı toplanıp bir araya geldikleri
zaman ilim (hadis) müzakere ederler ve Kur’an’dan bir sure okurlardı.” Gerçekten de Kûfe halkının ilk
muallimi olarak Abdullah b. Mes’ûd (r.a), talebelerine bir sureyi okur, ayetleri uzun uzadıya tefsir eder,
hüküm ve hikmetlerini ortaya koyardı. Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Alkame b. Kays, İbrahim en-Nehâî,
Hasan Basrî, Hammâd b. Ebî Süleyman, Ebü Hanîfe, Süfyân es-Sevrî gibi meşhur ve müstesna şahsiyet-
ler, onun ilminin vârisleri arasındadır.
Abdullah b. Mes’ûd (r.a), içinde bulunduğu sahabe neslini şöyle tanıtır: “Sahabe, gönül dünyaları iti-
bariyle ümmetin en nezihi idi. İlim yönünden onlar, ümmetin en derin ve insanların en külfetsiz olanları
idi. Siz âlimleri çok, hatipleri (lâfazanları) az olan bir devirde yaşıyorsunuz. Sizden sonra âlimleri az fakat
hatipleri çok olan bir zaman gelecektir. Kimin ilmi çok, konuşması az olursa o övgüye layıktır. İlmi az
olduğu hâlde çok konuşan kimse ise yergiye layıktır.”
Onun bir başka uyarısı da şöyledir: “Kim dinine ikram etmek isterse sultanın yanına girmesin (izzet ve
vakarına gölge düşürecek şekilde yöneticinin yanında iki büklüm olmasın ve dünyevi ikbal peşine düşme-
sin), kadınlarla tek başına (halvet olacak şekilde) kalmasın ve heva sahipleriyle tartışmasın!” 33
Bir ravi olarak son derece dikkatli ve ihtiyatlı olan İbn Mes’ûd (r.a) yoluyla gelen hadislerin sayısı 900
kadardır. Fetva konusunda hassasiyet gösterilmesini ister ve “Kendisine soru sorulan her konuda insanla-
ra fetva veren kimsenin akli dengesi bozuktur!” diyerek mesuliyetin ağırlığını hatırlatırdı. Ayrıca o şöyle
derdi: “Yemin ederim ki Allah’ın kitabında nerede nazil olduğunu bilmediğim bir sure ve kim hakkında
indiğini bilmediğim bir ayet yoktur. Bununla beraber, Allah’ın kitabını benden daha iyi bilen ve kendisine
ulaşabileceğim mesafede birinin olduğunu bilsem kalkıp ayağına kadar giderim.” İşte onun Kûfe’de
34
idari, hukuki ve sosyal faaliyetleri yanında yürüttüğü ilmî çalışmalar sayesinde hadis, tefsir, kıraat ve fıkıh
mekteplerinin temelleri atıldı.
Hz. Ömer (r.a), Kûfe halkına gönderdiği mektupta
Abdullah İbn Mes’ûd’un (r.a) faziletine işaret ederek BİLGİ KUTUSU
onu Kûfe kadılığı, beytülmal idaresi ve eğitim-öğretim Fıkıh ilminde Rey ekolü olarak bi-
faaliyetleri için görevlendirdiğini ve ona itaat edilmesi linen ve Kur’an ve sünnette bulunmayan
gerektiğini yazdı. konularda kendi görüş ve içtihatlarıyla
İbn Mes’ûd (r.a) hakkında Hüseyin Küçükkalay ta- çözüm üreten fıkıh ekolünün temelini
rafından Abdullah İbn Mes’ûd (r.a) ve Tefsir İlmindeki Kûfe’de Abdullah b. Mes’ûd (r.a) atmış-
Yeri başlıklı doktora tezi hazırlanmış ve 1971 yılında tır.
Konya’da basılmıştır. Fıkhi görüşleri ise Muhammed
Ravvâs Kal’acî tarafından terim ve konu başlıklarına
göre tertip edilerek Mevsûatü Fıkh-ı Abdillâh b. Mes’ûd (r.a) adıyla Mekke’de neşredilmiştir.
Abdurrahman, Utbe ve Ebû Ubeyde (r.a) adlarında üç evladı olan İbn Mes’ûd (r.a), altmış yaşını geçmiş
olarak hicri 32 (miladi 652-53) tarihinde Medine’de vefat etti. Cenaze namazının Hz. Osman (r.a) veya
Ammâr (r.a) tarafından kıldırıldığı bilinmektedir. İbn Mes’ûd (r.a), Bakî’ Kabristanı’na defnedildi.
Allah ondan razı olsun.
33 Dârimî, Mukaddime, 29.
34 Buhârî, Fezâilü’l-Kurân, 8.
37