Page 6 - 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2. Ünite
P. 6
DİN VE İSLAM 2. Ünite
BİLGİ KUTUSU
Farklı bilim dallarına göre din tanımları:
“Din bir cemaatin meydana gelmesini sağlayan âyin ve inançlar sistemidir.
(Emile Durkheim / Sosyolog)
“Din, insanın sonsuzu kavramasını sağlayan, akıl ve mantığa tabi olmayan zihnî bir
meleke veya yetenektir.” (Max Müller / Dil Bilimci)
“Din, dua, kurban ve inançla kendini gösteren bir arzudur.” (Feurbach / Filozof)
̈
“Din, hayatın anlamını veren, öte dunya arayışını sağlayan ve model ortaya koyan bir
̈
tecrubedir.” (Mircea Eliade / Karşılaştırmalı Dinler Tarihçisi)
(bk. Abdurrahman Küçük ve diğerleri, Dinler Tarihi, s. 20.)
(bk. Baki Adam, Mehmet Katar, Dinler Tarihi, s. 18.)
Dinin tarifini yapmaya çalışan Batılı ilim adamları genelde kendi uzmanlık alan-
ları üzerinden bakarak dine ilişkin farklı tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlarda öne
çıkan husus felsefe, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi disiplinlerin insana ve in-
sanın duygu dünyasına ilişkin bazı yaklaşımlarıdır. Dini bağlanma, ilgi ve yansıtma
olarak ele alan psikolojinin yanında mutlak olanı anlama ve kavrama arayışı olarak
gören felsefi yaklaşımlar da olmuştur. Bazıları dini manevi tecrübenin bir ürünü
olarak görürken bazıları da toplumsal hayatı düzenleme ihtiyacından kaynaklanan
bir alan olarak tanımlamışlardır. Batılı aydınların dine yaklaşımları, dini kapsayıcı
olarak tanımlamaktan uzaktır. Çünkü bu tanımları yapan bilim adamları dini yal-
nızca bir yönüyle ele almakta ve dinin gerçek yapısını ortaya koymakta yetersiz
kalmaktadır. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda
Batı’da etkili olan bazı bilim dalları, mater-
yalist ve pozitivist görüşlerin etkisiyle dinin
vahiy kaynaklı olmadığını iddia etmişlerdir.
Somut olmayan ve duyu organlarıyla algı-
lanamayan her şeyi yok sayan bu anlayış,
Allah’ı (c.c.) ve O’nun vahiy gönderdiği ger-
çeğini de inkâr etmiştir. Bu anlayışa göre
topluluklar, cehalet ve korkuları yüzünden
kendilerince tanrılar üreterek bunlara ta-
pınmışlardır.
İlahi kitaplar insanların iyiye, doğruya
Allah’ın (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de bildirdik- yönelmesi ve kötülükten sakınması için
lerine şeksiz şüphesiz bir şekilde iman eden gönderilmiştir.
Müslümanlar, tarih boyunca her topluluğa
bir peygamber gönderildiğine inanırlar. Allah bu gerçeği şu şekilde haber vermek-
tedir: “Andolsun ki biz, ‘Allah'a kulluk edin ve tâğut'tan sakının.’ diye (emret-
meleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını
doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin
de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!”5 Dolayısıyla dinin Allah (c.c.) ta-
rafından peygamberlere gönderilen ilahî kurallar bütünü olduğuna inananlar için
dinin kaynağı konusunda bir sorun ve belirsizlik yoktur.
5 Nahl suresi, 36. ayet.
43