Page 2 - Akaid 7. Ünite
P. 2

KADER VE KAZAYA İMAN                           7. Ünite                                   7. Ünite




            1. Kader ve Kaza


                 İman esaslarının birbiriyle olan ilişkisini düşündüğümüzde anlarız ki kader ve kazaya iman,
            Allah’a (c.c) iman etmenin tabii bir neticesidir. Çünkü Allah’a (c.c) sıfat ve isimlerinin gerektirdiği
            şekilde iman etmek O’nun ezeli ilmine, iradesine, kudretine ve yaratmasına da iman etmemizi
            gerekli kılar.

                 Kader,  kelime  olarak  bir  şeye  gücü  yet-
            mek, bir şeyi biçimlendirmek, planlamak, ölçü  B  BİLGİ KUTUSU
            ile yapmak, kıymetini bilmek, bir şeyi başka bir
            şeyle mukayese etmek anlamındadır. Kavram      Kader, ezelden ebede kadar olmuş ve
            olarak  ezelden  ebede  kadar  olmuş  ve  olacak   olacak şeylerin hepsinin Allah tarafın-
            şeylerin Allah (c.c) tarafından bilinmesi ve ira-  dan bilinmesi ve irade edilmesi mana-
            de edilmesi manasında kullanılır. Her şeyin Al-  sında kullanılır. Kaza ise ezelde bilinen
            lah’ın (c.c) bu bilgisi ve iradesi çerçevesinde bir   ve  takdir  edilen  şeyin,  zamanı  ve  yeri
            kaderi vardır. 1                              geldiğinde  Allah  tarafından  ortaya  çı-
                                                          karılması anlamına gelir.
                 Kaza ise kelime olarak hükmetmek, em-
            retmek,  muhkem  ve  sağlam  yapmak,  yerine
            getirmek demektir. Kavram olarak kullanıldığında ezelde bilinen ve takdir edilen şeyin, zamanı ve
            yeri geldiğinde Allah (c.c) tarafından ortaya çıkarılması anlamına gelir. 2

                 Kader ve kazaya iman etmek demek, hayr ve şer, iyi ve kötü, canlı ve cansız ne varsa tüm
            bunların Allah’ın (c.c) bilgisi, dilemesi, kudreti ve yaratması ile mümkün olduğuna, Allah’tan (c.c)
            başka yaratıcı olmadığına inanmak demektir. Kadere iman, kainatta olan her şeyin bir ölçüye göre
            bir hikmete göre cereyan ettiğini kabul etmek demektir.
                 İnanan insan başına bir musibet geldiğinde hemen isyan etmez. Bir başarı durumunda da
            Allah’ı (c.c) unutarak “Bunu ben yaptım.” demez.
                 Kader  konusunda  iki  türlü
            iradeden  bahsetmek  mümkün-
            dür.  Allah’ın  (c.c)  iradesine  külli
            irade, insanın iradesine cüz’i ira-
            de denir. Ortaya çıkan kötülük ve
            başarısızlık  durumu  kişinin  kendi
            sorumluluğunda olup cüz’i iradesi
            ile meydana gelmektedir. Bir şah-
            sın  kaderi  bahane  ederek  Allah’ı
            suçlaması asla doğru değildir.

                 İrade  “istek,  arzu,  dilek,
            emir, sevk ve güç” gibi manalara
            gelmektedir. İradenin insanların iş
            ve davranışlarını etkilemesi bakı-   Kâinattaki her varlık bir ölçüye ve bir hikmete göre yaratılmıştır.
            mından çeşitli tanımları yapılmış-
            tır. Buna göre irade; bir şeyin yapılmasına da yapılmamasına da muktedir olan hayat sahibinin bu
            iki şıktan birine kendi isteğiyle hükmetmesidir ya da düşüncenin ortaya koyduğu bir gayeye doğru
            gitme hareketidir. Bu hem Allah’ın (c.c) iradesini hem de kulun iradesini kapsamaktadır. İrade Ce-
            nab-ı Hak için olunca küllî, kul için olunca cüz’î olur.


            1. bk. MEB Dini Terimler Sözlüğü, s. 239.
            2. bk. MEB Dini Terimler Sözlüğü, s. 250.


             136
   1   2   3   4   5   6   7