Page 25 - İslam Ahlâkı 5. Ünite
P. 25

5. ÜNİTE        ALLAH’A VE PEYGAMBERİMİZE KARŞI VAZİFELER
























                                                  Bir Hatıra


                  Medine’de bir adam İmam Malik’e nerede ihrama gireceğini sorar. O da Peygamber
              Efendimizin ihrama girdiği Zülhuleyfe denilen yeri tavsiye eder. Adam ise Mescid-i Ne-
              bî’de girmek istediğini söyleyince, İmam Malik onu fitneye sebep olacağı şeklinde uyarır.
              Adam görüşünde ısrar eder. Bunu üzerine İmam Malik şöyle der: Resulullah’ın eksik bı-
              raktığı bir iyiliğe ulaştığını düşünmekten daha büyük fitne mi olur? Allah Teâlâ; “…Onun
              emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli
              bir azap isabet etmesinden sakınsınlar buyurmuştur.” (Nûr suresi, 63. ayet) (Şâtıbî, İ’tisâm, I, 97.)
                Bidatı sonradan ortaya çıkan her şeyi içine alacak şekilde geniş kapsamlı olarak kabul
            eden âlimler, Hz. Peygamber’in bid‘atı reddeden hadisleriyle her devirde günlük hayata girme-
            si zorunlu bulunan yenilikleri bağdaştırmanın yegâne yolu olarak onu, yapılmasında mahzur
            bulunmayan “iyi bid‘at” (bid‘at-ı hasene, bid‘at-ı mahmûde, bid‘at-ı hüdâ) ile yapılması yasakla-
            nan “kötü bidat” (bid‘at-ı seyyie) diye ikiye ayırmayı uygun bulmuşlardır. Kur’an’ı bir mushafta
            toplamak, teravih namazını cemaatle kılmak, minare ve medrese inşa etmek iyi bidata, kabirle-
            rin üzerine türbe yapmak ve buralara mum dikmek de kötü bidata örnek olarak gösterilebilir.
            Bu anlayışa göre hadislerde reddedilen kötü bidattır. 435

                Resulullah’a güzelce tabi olup onu örnek almamız, ona olan sevgimizin işaretidir ve hepi-
            mizin en başta gelen görevidir. Onun ümmeti ancak ona tabi olanlardır. Kur’an’a uyup, Resu-
            lullah’ın sünnetine tabi olmayan kişi, Kur’an’a da karşı çıkmış sayılır. Onun ahlakı, davranışları,
            hâlleri, emirleri ve yasakları konusunda bize ulaşan rivayetlere, aksine bir delil bulunmadıkça
            uymamız gerekir.

                Allah’ın (c.c.) sevdiği kişiler, Hz. Muhammed’in (s.a.v) edebiyle edeplenen, ahlakını ve dav-
            ranışlarını kendine ölçü kabul eden kimselerdir. Onlar Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) beğen-
            diğini beğenir, dost edindiklerini dost edinirler, düşmanlık beslediğine düşman olurlar. Resu-
            lullah’ın (s.a.v),  “Bazılarına ne oluyor ki benim ruhsat verdiğim şeyleri yapmaktan çekiniyorlar!”
                                                                                                  436
            hadisi, sünnet çizgisinin dışında bir Müslümanlık olmayacağına işaret eder. Bu konuda İmam
            Rabbâni şu örneği verir: “Sünnete uymak niyetiyle kaylûle uykusuna yatmak, öğle namazın-
            dan sonra bir süre uyumak sünnete uymayan pek çok nafile ibadetten daha faziletlidir...” 437


            435 Rahmi Yaran, Bid’at, TDVİA, C 6, s.129.
            436  Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 45.
            437  İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, I, 418, 114. mektup
                                                     140
   20   21   22   23   24   25   26   27