Page 11 - 6. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5. Ünite
P. 11
TEMEL DEĞERLERİMİZ
Vatan, Millet ve Bayrak Sevgisi
Din, dil, tarih ve kültür birliği içinde aynı toprak parçası üzerinde yaşayan insan top-
luluğuna millet denir. Vatan, bayrak, milli marş gibi değerler toplumda birliği sağla-
yan ortak değerlerin en önemlilerindendir. Bunlar, bir milleti millet yapan ve fertleri
aynı gaye etrafında birleştiren değerlerdir. Bu değerler olmazsa o toplum kimliğini
kaybeder. Toplum ancak bu değerlere bağlı olarak yaşadığı sürece mutlu ve huzurlu
olur.
Vatan, toplumun ve milletin yuvasıdır. Atalarımız, “Bülbülü altın kafese koymuşlar.
İlle vatanım demiş.” sözüyle bunu anlatmak istemiştir. Vatan denilen toprak parçası,
bir milletin bağımsız olarak yaşadığı yerdir. Vatan, her ne kadar insanların yaşadığı
toprak parçası olarak tanımlansa da yalnızca bundan ibaret değildir. İnsanların bir yeri
vatan olarak benimsemeleri için manevi unsurlara da ihtiyaç vardır. Bunlar; din, dil,
örf, adet, gelenek ve göreneklerdir. Bir millet, vatanı üzerinde bu değerleri koruduğu
sürece varlığını sürdürür.
İnsan doğduğu, büyüdüğü, anılar biriktirdiği, tarih ve kültürünün şekillendiği, akra-
ba ve tanıdıklarının yaşadığı yere karşı sevgi besler. Ayrı kalınca özlemle vatanına ka-
vuşmak ister. Hz. Peygamber de doğup büyüdüğü şehir Mekke’yi çok sevmiş, bu sev-
gisini şu sözlerle dile getirmiştir: “(Ey Mekke!) Vallahi sen Allah’ın en hayırlı ve Allah’a
en sevimli olan beldesisin. Senden çıkarılmış olmasaydım seni asla terk etmezdim.” 13
Görsel 54. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Vatanı ve milleti sevmek, korumak, savun-
mak kutsal bir görevdir. Bir toprağın vatan olma PAYLAŞALIM
özelliğini devam ettirebilmesi için onun kıymeti- “Vatan sevgisi imandandır.”
nin bilinmesi ve korunması gerekir. Din, dil, örf, sözünden ne anlıyorsunuz?
adet, gelenek, görenek gibi manevi değerler an- Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla
cak bu şekilde yaşatılabilir ve yeni nesillere ak- paylaşınız.
tarılabilir.
13 Tirmizî, Menâkıb, 68.
126