Page 20 - AİHL Temel Dini Bigiler 2. Ünite
P. 20

2. ÜNİTE






                 BİLGİ KUTUSU                        Ramazan ayını diğer zamanlardan ayıran özellikle-
                                                 rinden birisi de mukâbele uygulamasının devam ettiril-
                                                 mesidir. Mukabele; cami, mescit ya da evlerde, bir kişi
             تنمٰا كِبو تمص كَل مهّٰللَا         tarafından  okunan  Kur’an’ın,  cemaatin  bir  kısmı  tara-
                    َ
                                َ
              ُ ْ
                         ُ
                                     ُ
                           ْ ُ
                       َ
                 َ
                                    َّ
                ِ
             كقزِر ىٰلعو تْلكوت كيَلعو           fından dinlenerek bir kısmı tarafından da mushaflardan
                           ُ َّ َ َ
                                                 takip edilerek hatim yapılmasıdır. Mukâbele uygulama-
              َ ْ
                       َ َ
                                      َ َ
                               َ
                                    ْ
                       ترَطفَا                   sının  temelini,  Resûlullah’ın  (s.a.v.)  her  sene  Ramazan
                             ْ
                        ُ
                                                 ayında o zamana kadar vahyedilmiş olan Kur’an’ı Cebrail
                          ْ
                                                 ile karşılıklı okuması oluşturmaktadır. Resûlullah’ın ve-
            “Allah’ım! Senin rızan için oruç     fatından önceki son Ramazanda mukâbele iki defa ger-
             tuttum, sana inandım, sana          çekleşmiştir.
           güvendim, senin verdiğin rızıkla
                  iftar ettim!” Âmin.                Ramazan ayına kavuşup, onun bereket ve ikramından
                                                 yararlanmanın bir şükür belirtisi olarak dinen zengin olan-
                        Ebû Dâvûd, Savm, 22.     ların vermesi vacip olan sadakaya, fıtır sadakası denir.
                                                                                                       52
                                                 Türkçe’de fitre şeklinde kullanılmaktadır. Fitrenin miktarı,
                                                 kişinin bir günlük yiyecek masrafının ortalaması esas alı-
               KARŞILAŞTIRALIM                   narak  hesap  edilir.  Diyanet  İşleri  Başkanlığının  her  sene
                                                 belirlediği  rakam  asgari  sınırı  ifade  etmektedir.  Herkesin
             Fidye ve fitre kavramlarını karşı-  zenginliğine göre fitreyi belirlemesi gerekir. Fitre, zekât ve-
            laştırınız.                          rilebilecek kişilere verilir.
                                                 7. PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA: İNFAK, SADAKA VE ZEKÂT
                                                     Zekâtın sözlük anlamı temizlenme, artma, çoğalma
                                                 ve  arınmadır.  İslam’ın  temel  esaslarından  olan  zekât;
                                                 dinen zengin sayılan Müslümanların her yıl, mallarının
                                                 belirli bir oranını Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen kişilere
                                                 Allah (c.c.) rızası için vermesidir.
                                                     Sadaka kelimesinin sözlük anlamı yardım amacıyla
                                                 karşılıksız verilen şeydir. İslam’da ise ayet ve hadislerde
                                                 malî infak anlamının yanında zekât ile aynı anlamda da
                   TARTIŞALIM                    kullanılmıştır. Ancak daha sonraki dönemlerde zekât ve
                                                 fitre dışındaki Allah (c.c.) rızası için gönüllü olarak yapı-
             “Zekât,  sermayeyi  yatırıma        lan tüm yardım ve harcamaların genel tanımı olarak sa-
            zorlar.”                             daka kavramının kullanılması yaygınlaşmıştır.

             Zekâtın  işlevi  hakkındaki  yu-        Zekâtını  veren  Müslüman,  malındaki  fakir  ve  ihti-
            karıdaki  görüşü  sebep  ve  so-     yaç  sahiplerinin  hakkını  vererek  arınmakta,  servetini
            nuçlarını göz önüne alarak tar-      temizlemekte ve malına bereket katmaktadır. Zekât ve
            tışınız.
                                                 sadaka; zengin ve fakir arasında dayanışma ve paylaş-
                                                 mayı kuvvetlendirmekte, toplumda barış ve kardeşliğe
                                                 katkı sağlamakta, gelir paylaşımındaki dengesizliği gi-
                                                 dermekte,  cimrilik  ve  bencillikten  kurtulmaya  yardım
                                                 etmektedir.


        52.  Yunus Vehbi Yavuz, “Fitre”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 13, s.160.


                                                      58
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25