Page 26 - Temel Dini Bigiler İslam-1 Lise 1. Ünite
P. 26

ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER (İSLAM 1)



                                             3.4. Fitne, Fesat ve Terör


                          Birinin size açıktan mı yoksa gizlice mi düşmanlık etmesi daha kötüdür?


                   Fitne, bozgunculuk, karışıklık ve kargaşa çıkarmaktır. Fitne, insanlar arasındaki güven duygu-
              sunu ortadan kaldırıp şüphe ve düşmanlığa sebep olur. Dedikodu, iftira, yalan gibi tutum ve davra-
              nışlarla barış ve huzur ortamını, sosyal yapıyı ve düzeni bozmak fitne kapsamında değerlendirilir. 47

                   İslam dini, fitneyi en büyük günahlardan biri olarak kabul eder. Bu konuyla ilgili bir ayette “...
              Fitne öldürmekten daha kötüdür…”  buyrularak fitnenin cinayetten daha tehlikeli ve ortadan
                                                   48
              kaldırılması gereken bir suç olduğu vurgulanmıştır. Çünkü fitne sebebiyle yalnız bir kişinin değil
              bütün toplumun yok olma tehlikesi ortaya çıkmaktadır.

                   Fitneyle doğrudan alakalı kavramlardan biri de nifaktır. Nifak; içi dışı bir olmamak, iki yüzlü
              olmak demektir. Münafık, bir yüzüyle doğruluktan, adaletten söz ederken diğer taraftan bozgun-
              culuk ve yalan üzere planlar yapmaktadır.


                   Tarih boyunca fitne ve nifak hareketlerinin olumsuz yansımalarını görmek mümkündür. Pey-
              gamber Efendimiz zamanında bile münafıklar inananları Allah (c.c.) yolundan döndürmek, toplum
              düzenini bozmak ve kargaşa çıkarmak istemişlerdir. Kur’an-ı Kerim münafıkları, “kalplerinde ol-
              mayanı ağızlarıyla söyleyenler”  şeklinde tarif etmiştir. Çünkü münafıklar, inanmadıkları halde
                                             49
              inanmış gibi görünürler. Asıl niyetleri ise Müslümanların aralarını açmak, onları birbirine düşür-
              mek ve böylece toplumda huzursuzluk ortamı oluşturmaktır. Barış ve huzurdan yana olduklarını
              söylerler fakat zora gelince hemen bozgunculuğa başlarlar.

                   Münafıklar, Uhud Savaşı’nda İslam ordusunu yarı yolda bırakarak geri dönmüş, Tebük Sa-
              vaşı’na da bahaneler uydurarak katılmamışlardı. Kur’an-ı Kerim’de “Şayet onlar sizinle bera-
              ber sefere çıkmış olsalardı, size bozgunculuktan başka katkıları olmayacak ve sizi fitneye
              düşürmek istedikleri için aranıza sokulacaklardı; içinizde onlara kulak asacak olanlar da
              vardı. Allah  zalimleri çok iyi bilir.”  buyrularak onların asıl niyetleri ortaya konmuştur.
                                                 50
                     Fitne  çıkarmak  isteyenler  genellikle  Müslümanların  ibadetlerine  katılırlar  ve  Müslüman
              toplumun bir ferdi gibi davranırlar. Fakat el altından her türlü entrikayı çevirerek düşmanlarla iş
              birliği yaparlar. Açıktan düşmanlık yapanlara karşı önlem almak mümkünken fitne yoluyla düş-
              manlık yapanlara karşı önlem almak oldukça zordur. Dolayısıyla Müslümanlar bu tür düşmanlara
              karşı sürekli uyanık olmalı ve onların oyunlarına gelmemek için gayret göstermelidir.

                   Fitne sosyal ilişkilerin zedelenmesine sebep olur. Ailelerin parçalanması, komşulukların cid-
              di zarar görmesi, arkadaşlık ve dostlukların bozulması basit bir fitneden kaynaklanabilir. O yüzden
              Yüce Allah “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araş-
              tırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursu-
              nuz.”  buyurarak toplumsal ilişkilerimizin fitneye kurban edilmemesi gerektiği konusunda bizleri
                   51
              uyarmaktadır.

                   Fesat, toplumda yerleşmiş olan doğru inanç, düşünce ve düzenin bozularak yalan, yanlış
              ve olumsuz propagandayla hak ve adaletin ortadan kaldırılması, toplumda kargaşanın hâkim ol-


              47  bk. MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 99.       50  Tevbe suresi, 47. ayet.
              48  Bakara suresi, 191. ayet.                   51  Hucurât suresi, 6. ayet.
              49  bk. Âl-i İmrân suresi, 167. ayet.
                    36
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31