Page 7 - 7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1. Ünite
P. 7
PEYGAMBERİMİZİN MEKKE YILLARI 1. ÜNİTE
seversin, misafirlere ikram edersin, darda kalana
yardım edersin.” dedi. Sonra Hz. Hatice Peygam-
16
berimizi amcasının oğlu Varaka b. Nevfel’in yanına
götürerek olanları ona anlattı. Yaşlı adam oturduğu
yerden kalktı ve heyecanla "Kuddûs! Kuddûs! Senin
kocan Allah’ın (c.c.) peygamberidir. Ona gelen me-
lek diğer peygamberlere gelen Cebrail’dir. Keşke ya-
şım genç olsaydı da kavmi onu Mekke’den gönde-
receği zaman onun yanında olsaydım.’’ dedi.
17
Peygamberimiz “Allah’ın peygamberi oldu-
ğuma kim inanır?” diye sordu. Hz. Hatice “Ben ina-
nırım.” diyerek İslam’ı ilk kabul eden kişi oldu. Bu
ilk vahiyden sonra bir süre vahiy gelmedi. Ara sıra 7.1.5. Hira Mağarasının bulunduğu Nur Dağı.
Peygamberimiz Hira Mağarası’na gidiyordu. Yine
böyle bir gün orada Cebrail (a.s.) ikinci vahyi indirdi.
İnsanoğlunun dünyadaki sorumluğunu unuttuğu ve Allah’a (c.c.) karşı görevlerinin farkında
olmadığı bir dönemde Allah (c.c.) şu ayetleri gönderdi: “Ey bürünüp sarınan (Resulü'm)! Kalk ve
(insanları) uyar. Sadece Rabb'ini büyük tanı. Nefsini kötülüklerden arındır. Kötü şeyleri terk
et.” Bunlar, Peygamberimizi İslam davetiyle sorumlu kılan ilk ayetlerdi. O, üstlendiği peygamberlik
18
görevi ile Cahiliye Dönemi'ni sona erdirip insanlık için yepyeni bir çağ açtı. Peygamberimiz insana var
olma gayesini duyurarak sorumluluğunu hatırlattı.
Peygamberimiz, dini tebliğe başladığı ilk NOT EDELİM
andan itibaren kadın, erkek, genç, yaşlı, zengin
fakir, hür, köle ayrımı yapmaksızın tüm insanları
İslam’a davet etti. Bu davete, yakın çevresinden ve İslam öncesi Mekke toplumunun sosyal du-
güvendiği dostlarından başladı. Çünkü ilk davet rumu “Cahiliye’’ olarak ifade edilmektedir.
yılları, Mekkeli müşriklerden kaynaklanan güvenlik O dönemde Cahiliye, İslam'a uymayan her
nedeniyle açıktan yürütülmüyordu. Davetin türlü inanç, söz, fiil ve davranışı ifade eder.
açıktan yapılmama süreci üç yıl devam etti. Daha (İsmail Karagöz, “Cahiliye”, Dini Kavramlar Sözlüğü,
sonra İslam’ı kabul eden insanların sayısı artınca s. 71.)
davette gizlilik sona erdi ve insanlar İslam dinine
girdiğini açıkça söylemeye başladılar.
Peygamberimiz, İslam davetini Allah’ın (c.c.) birliği (tevhid) esasına dayandırıyor ve yaşadığı
dönemde yaygın olan her türlü şirki reddediyordu. İslam’a girişin esası olan Kelime-i Tevhid, Allah’tan
(c.c.) başka ilah olmadığı ve Peygamberimizin O’nun elçisi olduğu anlamına geliyordu. Tevhid, tapılan
bütün sahte ilahları terk edip gerçek ilahın Allah (c.c.) olduğunu kabul etmekti. İnsanlığın tevhid
inancından uzaklaştığı bir dönemde, Peygamberimizin bir ve tek olan Allah (c.c.) inancını yerleştirme
ve öğretme sorumluluğu böylece başlamış oldu.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Hira Mağarası’nda ilk vahyin gelmesi ile başlayan davet günleri,
yakın çevrenin ve güvenilen insanların İslam'a daveti ile üç yıl boyunca devam etmiştir. Müslümanlar
bu süreçte tevhid merkezli İslam’ın inanç ve ilkeleri ile donanmıştır.
16 Buhârî, Bed’ul-vahy, 3.
17 İbn Hişam, Siret, C 1, s. 237-238.
18 Müddesir suresi 1-5 ayetler.
17