Page 11 - 6. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 2. Ünite
P. 11
Ünite -2-
Güler yüzlü, kibar ve güzel sözlü bir kişi olan Peygamberimiz, Müslümanlara da
böyle olmalarını tavsiye etmiştir. “Güzel söz, bir sadakadır.” buyurarak güzel söz söy-
34
lemenin sevap kazandıran bir iyilik olduğunu bildirmiştir. Yalan, iftira, dedikodu ve boş
sözlerden uzak durulmasını da tembih ederek “Ya hayır söyle yahut sus!” buyurmuştur.
35
Peygamber Efendimiz, kendini övmekten hoşlanmayan mütevazı bir insandı. Bir
topluluk içine girdiğinde ayağa kalkılmasını ve kendisine yer verilmesini istemez, boş
bulduğu yere otururdu. Bunun yanında kendisini ziyarete gelenleri karşılar ve onlara ik-
ramda bulunurdu.
36
Peygamber Efendimiz kendisine yapılan iyiliklere misliyle karşılık veren vefalı bir
insandı. Onun hayatı vefa örnekleriyle doludur. Mesela sütannesi Halime’ye ve onun ai-
lesine her zaman yakın ilgi göstermiş ve yeri geldiğinde onlara yardım etmiştir. Küçük-
lüğünden beri yanında olan Ümmü Eymen’e (r.a) “Sen benim ikinci annem sayılırsın.”
diyerek sevgi ve hürmet göstermiştir.
37
Allah Resulü Hz. Hatice’yi vefatından sonra hep hayırla anmıştır. Hz. Hatice’ye
olan vefasının bir sonucu olarak onun arkadaşlarına da hürmet göstermiş, onlarla ilgilen-
miştir.
38
Okuyalım
EŞSİZ VEFA
Peygamberimiz otuzlu yaşlarında iken amcası Ebu Talib’in bir oğlu oldu. Ali adı verilen ço-
cuk büyüyüp beş yaşına geldiği yıl Mekke’de şiddetli bir kıtlık baş gösterdi. İnsanlar, büyük
bir geçim sıkıntısı içine düştüler. Ebu Talib de bu sıkıntıdan payına düşeni almıştı. Ailesi
kalabalık, çocukları küçüktü. Kendisini Kâbe ve hacıların hizmetine adadığı için geliri de
iyiden iyiye azalmıştı. Çevresinde olup bitenlere karşı son derece duyarlı, akrabalık bağları
çok sıkı olan Peygamberimiz, durumun farkına varınca amcasını incitmeden yardım etme-
nin yollarını aramaya başladı. O günün yaşam şartları içinde çocuklarından birinin bakımı-
nı üstlenirse amcasının yükünü hafifletebileceğini düşündü. Konuyu eşi Hz. Hatice’ye açtı.
Desteğini alınca amcası Hz. Abbas’a gitti:
– Kardeşin Ebu Talib’in çocukları çoğaldı. Gördüğün gibi şu sıralarda Mekke’de büyük bir
kıtlık var. İnsanlar çok zor durumda. Sen de uygun görürsen amcamla görüşüp kendisine
yardımcı olalım. Yükünü hafifletmek için çocuklardan birini sen, birini ben yanımıza alalım,
sözleriyle düşüncesini dile getirdi. Tekliften memnun kalan Hz. Abbas, yeğeni ile birlikte
kardeşi Ebu Talib’e gitti. Uygun bir dille:
– Üzerindeki sıkıntı kalkıncaya kadar ailenden birilerini yanımıza alıp yükünü hafifletmek
istiyoruz, dediler.
Ebu Talib, duyduğu sözler karşısında duygulandı. Oğlu gibi sevdiği yeğeniyle kardeşinin
yüce gönüllülüğünden çok memnun oldu:
– Âkil ile Talib’i bana bırakın, dedi.
Abbâs (r.a) Cafer’i, Allah Resulü ise Ali’yi alıp evlerine götürdüler.
(İbn Hişâm, es-Sîre, C 1-2, s. 246-247.)
34 Buhârî, Cihad 128; Müslim, Zekât, 56.
35 Buhârî, Edeb, 31.
36 bk. Tirmizî, Edeb,13; Ebu Dâvud, Edeb, 94.
37 Müslim, Fedâliu’s-sahabe, 102.
38 Müslim, Fedaliu’s-sahabe, 74-75.
49