Page 27 - Kur'an-ı Kerim 7. Sınıf 2.Bölüm
P. 27

Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım                                             1. Ünite







                 35. ayette Hz. İbrâhîm’in duası hatırlatılır. Burada geçen “putlar” kelimesi, Allah’tan başka
          kendisine ilahi güç veya nitelikler yakıştırılarak tapınma duygusu içerisinde değer verilen her şeyi
          ifade  eder.
                 Can ve mal güvenliğinin bulunmadığı bir yerde dinî ve dünyevi görevler yerine getirileme-
          yeceği için Hz. İbrâhîm, öncelikle beldenin güvenli kılınmasını istemiştir. Sonra da insanlığı ma-
          nevi felaketlere sürükleyen putperestlikten hem kendisini hem de soyundan gelenleri korumasını,
          yüce Allah’tan niyaz etmiştir.

                 36. ayette, İbrâhîm Aleyhisselâm’ın şirkten korunan müminleri kendi dininin mensupların-
          dan ve kurtuluşa erenlerden saydığı bildirilir. O, kendisine karşı gelip isyan edenler hakkında ise
          “Sen çok bağışlayan, pek esirgeyensin.” diyerek onları Allah’ın af ve bağışına havale etmiştir. Bu
          durum Hz. İbrâhîm’in şefkat ve merhametinin enginliğini göstermektedir.
                 37-40. ayetlerde yine Hz. İbrâhîm’in dualarına yer verilir. Hz. İbrâhîm, Allah’tan aldığı bir
          işaretle hanımı Hacer ve oğlu İsmail’i Mekke’ye götürüp Kâbe yakınlarında tarıma elverişli olma-
          yan, çorak bir vadiye yerleştirdi. Bu esnada Hz. İbrâhîm bu vadinin yerleşim merkezi ve güvenli

          bir belde hâline gelmesi için Allah’a dua etti. Allah, Hz. İbrâhîm’in duasını kabul ederek Mekke’yi
          güvenli bir şehir hâline getirmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilen ürünlerin gerek hac ve
          umre gibi ibadetler gerekse panayır vb. ticari vesilelerle buraya getirilmesini sağlamıştır.

                       Bil Bakalım?




             Hz.  İbrâhîm,  Allah’tan  aldığı  bir  işaretle  hanımı
             Hacer  ve  oğlu  İsmail’i  nereye  götürüp  yerleştir-

             miştir?







                 Rivayete göre Hz. İbrâhîm, oğlu İsmail doğduğu zaman 99 yaşındaydı. İshak doğduğun-
          da ise 112 yaşında bulunuyordu. Hz. İbrâhîm, daha önce yaptığı duanın kabul edilip yaşlılığına

          rağmen kendisine bu iki çocuğu (Hz. İsmail ve Hz. İshak) lütfeden Allah’a nankörlük etmemiş,
          bu nimetleri hamd ve şükürle karşılamıştır. Bu şükrün bir göstergesi olarak, ““Rabb’im! Beni
          namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabb’imiz! Duamı
          kabul eyle.”  diye Rabb’ine yalvarmıştır. 41. ayette ise onun şu güzel duası bize öğretilmiştir:
                      69
          “Rabb’imiz! Hesap kurulacağı gün beni, ana babamı ve inananları bağışla!”
                                                                                        70



          69 İbrâhîm suresi, 40. ayet.
          70. Komisyon, Kur’an Yolu, III, 289-291.     47
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32