Page 7 - Kur'an-ı Kerim 11. Sınıf 1. Bölüm
P. 7

Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım                                                        1. Ünite









                OKUYALIM                                     Derken büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
                               BİR GECE                      Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

                 On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,  Bir nefhada insanlığı kurtardı o masum,
                 Kumdan, ayın ondördü bir öksüz çıkıverdi!   Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi!
                 Lâkin, o ne hüsrandı ki: hissetmedi gözler;  Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
                 Kaç bin senedir, halbuki bekleşmedelerdi!   Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!
                 Nerden görecekler? Göremezlerdi tabiî       Âlemlere rahmetti, evet, şer-i mübîni,
                 Bir kerre, zuhur ettiği çöl, en sapa yerdi.  Şehbâlini, adl isteyenin yurduna gerdi.
                 Bir kerre de, mâmûre-i dünyâ, o zamanlar,   Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
                 Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.   Medyun ona cem'iyyeti, medyun ona ferdi.
                 Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;    Medyundur o mâsûm'a bütün bir beşeriyyet...
                 Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!  Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret…

                 Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin.                               Mehmet Akif ERSOY
                 Salgındı, bugün şark'ı yıkan, tefrika derdi.               (Safahat, Yedinci Kitap, s.499)







                 Siyasi ve Sosyal Hayat

                 Cahiliye Devri’nde Arabistan, bugünkü anlamda siyasi ve sosyal bir düzenden mahrum bulunu-
            yordu. Halkın büyük bir kısmı göçebe hayatı yaşıyordu. Merkezî bir hükûmet etrafında toplanmamış-

            lardı. Bu sebeple Yarımada, medeni ve sosyal kanunlardan mahrum bulunuyordu. Göçebe hayatı
            yaşayan kabileler sürekli birbirleriyle çekişme halindeydiler. Kendilerine düşman olan kabileye bas-
            kınlar düzenler, düşman kabilelerin develerini götürürler, kadın ve çocuklarını esir alırlardı. Baskına
            uğrayan kabile de kendilerine yapılanın aynısını karşı tarafa yapmaya çalışır, böylelikle kabileler
            arası düşmanlık artarak devam ederdi. Bu yüzden de yarımada da zulüm eksik olmazdı.
                                                                                                  15
                 Resûlullah (s.a.v.) Mekke’de on üç yıl boyunca insanları imana davet etmiştir. Mekke dönemi
            İslam’ın yayılma sürecinde  zor günlerin yaşandığı dönem olmuştur. Yeni bir dine inanan toplumdaki
            zayıf ve güçsüz insanlar, müşriklerin zulmüne maruz kalmışlar ve işkencelere uğramışlardı. Ayrıca
            Müslümanların, Mekke'de inancını yaşama konusunda zorluk çekmeleri, İslam davetinin yayılma

            imkânının zorlaşması gibi sebeplerle Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanlar yeni yurt arayışlarına
            girdiler ve Mekke’den Medine'ye hicret etmek zorunda kaldılar. 16
                 Mekke döneminde yeni bir inanç sistemi oluşturan Kur’an, imanla ilgili konuları ele almış ve
            öncelikle muhataplarını imana davet etmiştir. Allah’ın (c.c.) birliği başta olmak üzere, peygamberlik
            ve ahiretle ilgili iman esasları işlenmiş, müminler ahlâki yönden yetiştirilmiştir. Mekke’de geçen on üç
            yıllık dönemde Kur’an-ı Kerim müşriklerin iddialarına cevaplar vermiş, Peygamberimize (s.a.v.) geç-
            miş ümmetlerin ve peygamberlerin başlarından geçen olayları anlatarak moral ve destek vermiştir.


            15 bk. Nebi Bozkurt, M. Sabri Küçükaşçı, "Mekke", TDV İslam Ansiklopedisi, c. 28, s. 557.
            16 bk. Ahmet Önkal, "Hicret", TDV İslam Ansiklopedisi, c. 17, s. 462-466.



                                                            15
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12