Page 87 - Fıkıh 4. Ünite
P. 87
4. Ünite - İbadat
“Cihat eden, ancak kendisi için cihat etmiş olur. Şüphesiz
Allah, âlemlerden müstağnidir." , “Bizim uğrumuzda cihat
156
edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz, Hiç şüphe
yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir." ayetlerinde ol- Kur’an-ı Kerim’den cihatla
157
duğu gibi Mekkî surelerde cihat; kişinin “… inancını yaşamak ilgili üç ayet bulunuz. Sınıfta
uğruna gösterdiği samimi çabayı, tüm zorluklara rağmen bu ayetleri arkadaşlarınızla
vahyi tebliğ edip insanlara ulaştırmayı ifade etmektedir. 158 paylaşınız.
Medine'ye hicretle birlikte Müslümanlar, İslam'ın
yaşanmasında ve diğer insanlara tebliğ edilmesinde elverişli
imkânlara kavuşmuşlardır. Seriyye ve gazveler bu dönemde
gerçekleşmiştir. Medine döneminde nâzil olan ayetlerde
düşmanlık gösteren kâfirlere karşı çok çetin bir mücadele
içinde olmanın gerektiği beyan edilmiştir. Bu dönemde
159
nâzil olan ayetlere baktığımızda cihat konusunda aşama
aşama hüküm verildiği (tedricilik) görülmektedir.
“Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğra-
maları sebebiyle cihat için izin verildi. Şüphe yok ki Allah‘ın
onlara yardım etmeye gücü yeter.“ ayeti ile saldıranlara
160
karşı silahlı mücadele için izin verilmiş; "Sizinle savaşan-
larla Allah yolunda savaşın, aşırı gitmeyin. Doğrusu Allah
aşırı gidenleri sevmez." ayeti ile de savunma savaşı yapıl-
ması emredilmiştir. Daha sonra nâzil olan ayetlerde ise bir
kayıt olmaksızın mutlak ifade ile Allah yolunda cihat emre-
dilmiştir: “Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah hakkıyla Bu ülke Şehitlerimizin emanetidir.
işitendir, hakkıyla bilendir.“
161
Mekkî ve Medenî surelerdeki cihat kavramını genel ola-
rak değerlendirdiğimizde, şu sonucu çıkarmak mümkündür.
İslam esaslarını tebliğ edip insanları İslam dinini benimse-
meye davet etmek; kendisinden başlayarak ailesinde, ülke-
sinde ve dünyada Allah'ın hükmünün en üstün olması için
çaba göstermesi temel amaçtır. Bu amaca ulaşabilmek için
zaman ve şartlara en uygun araçlar kullanılarak hareket
edilmesi gerekir.
ٌ
ٌ َ َ ُ َ ْ َ َ َ ّٰ َّ َ ْ َ َ ْ َ ّٰ ُ ُّ ُ ُ ّ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ َ َ ّٰ َ ْ ُ ُ َ َ
﴾ ي۪صب نولمعي امب للا نِاف اوهتنا ِ نِاف ۚ ِ ِلل هلك ني۪لدا نوكيو ةنتِف نوكت ل تح مهولِتاقو ﴿
ِ
“Fitne (şirk, baskı, zulüm) ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah‘ın oluncaya kadar onlarla
savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlese, şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.”
(Enfal suresi, 39. ayet)
156 Ankebut suresi, 6. ayet.
157 Ankebut suresi, 69. ayet.
158 bk. Furkân suresi, 52. ayet.
159 bk. Tevbe suresi, 73. ayet.
160 Hac suresi, 39. ayet.
161 Bakara suresi, 244. ayet.
149