Page 13 - Ebru 2. Ünite
P. 13
EBRU SANATININ TARİHÇESİ ve MEŞHUR ÜSTADLARI
Bu çeşitli boyaların cilvegâhı teknedir,
Rahm-i mâder gibi sanki reng-i vusla teşnedir,
Tekne içre kitre mahlûl bekler sırr-ı fıtratı,
Bazen tutar bazen tutmaz bir acâyip nesnedir.
Ayrı ayrı çanaklarda boyaların kıvamı,
Su, öd ile ayarlanır başlar işin devamı,
Kitreli su üzerine fırçalarla boyalar,
Serpilerek nakşedilir kâğda çıkar tamamı.
Târif gerçi kolay amma tatbikatta güçlük var,
Tecrübesiz yapılırsa insân olur bî karar,
Görünüşe aldanıp da çok kolaymış deme sen,
Bir ihtisas işidir bu âşık olan er yapar.
Mütenevvî şekillidir ebruların sureti,
Battal, hatip, taramayla gör âsâr-ı kudreti,
Karanfille lâle sünbül papatyayla menekşe,
Taraklı da tezyin eder bu elvân-ı kesreti.
Ebru yapan seyredende gam kasâvet bulunmaz,
Gönülleri tenşit eder zevkle doyum olunmaz,
Yapan hayran, bakan hayran, alan, satan hep ayran,
Bu ebrudan zevk almayan ebrucuya yâr olmaz.
Nazar kıldık kâinata baktım mutlak ebruya,
Vech-i yâri âyan gördüm salât ettim bu Ru’ya,
Kenz-i mahfi tezâhürü aşk-ı Hüdâ nümâyan
Ebru görüp Allah dedim irdim kalbi duyguya.
Bî hududu zevk-i elvan ebruculuk san’âti,
Erbâbının nazarında çoktur onun kıymeti,
Her varakta sırr-ı cemâl âşikârdır zahidâ,
Bu ebrular, bu safâlar hepsi aşkın hikmeti.
Ben ebruya âşık oldum düştüm onun peşine,
Leylâ gibi nazlar etti yaramadı işime,
Bir aralık isyan ettim görmedim hiç iltifat,
İnsaf edip yüzün güldü işler açtı başıma.
Besmeleyle tezgâh açıp ebru yapan kişiyiz,
Fırça ile su üstünde hüner satan kişiyiz,
Üstadımız Özbek Şeyhi hem Necmeddin hocadır,
Büyüklere boyun kesip Hakka tapan kişiyiz.
Ey Mustafa nakş-ı sevda sana neler öğretti,
Derûnunda duran nakkaş “Eynemâ”yı öğretti,
Bab-ı ebru rehnümadır vech- bâkî fehmine,
Ârif olan bu ezharı bir noktadan seyretti.
33