Page 6 - 10. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 4. Ünite
P. 6
DÖRDÜNCÜ ÜNİTE
17
adalet kavramının küçük ile büyüğü, az ile çoğu bir tuttuğunu vurgulamıştır. İ�slam dini, bu
şekilde adaleti insanların şahsı�, ailevı� ve sosyal hayatında vazgeçilmez temel prensip yap-
mıştır. Rabbimiz, bizlere devlet yönetiminden kişinin çocukları arasında ayrım yapmaması-
na varıncaya kadar hayatın her safhasında adaleti ayakta tutmayı emretmiştir. “... Allah size
18
insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder ...” ayeti bu
gerçeği bildirmektedir.
Resul-i Ekrem Efendimiz insan yaratılışının birer parçası ve insan hayatının temel taş-
ları olan ilkeler getirdi. Önun getirdiği bütün hakikatler, insan tabiatına uygun ve yaratılışın
gereği idi. Ö hayatın her sahasında, toplumun her kesiminde; adaleti, eşitliği, hürriyeti, kar-
deşliği, fazileti, barışı, sevgiyi, merhameti, istikrarı tesis etti. Bundan dolayı, kısa bir sürede
insanlar kitleler halinde İ�slam dinine girmeye başladı.
Sevgili Peygamberimiz, adaletten mahrum olan bir toplumda hak ve adaleti tesis etti.
Getirdiği adalet anlayışı hem o çağda hem de sonraki dönemlerde insanlığa yol gösterdi. Ada-
let konusunda ayırım yapmazdı. Hukuk önünde sahibi ile köleyi bir tutardı. Adalet karşısında
insanları herhangi bir imtiyazından dolayı üstün görmezdi. Sevgili Peygamberimiz, Kur’an’ın
“… Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, adil davranan-
19
ları sever.” emrine uyarak bütün hayatında adaleti ve hukukun üstünlüğünü rehber edindi.
Şu hadise tesis ettiği adaletin önünde herkesin eşit olduğunu göstermesi bakımından çok an-
lamlıdır. Bedir Savaşı’nda Peygamberimizin amcası Abbas (r.a.) da esir edilmişti. Esirler fidye
parası vermeleri karşılığında serbest bırakılıyordu. Bazı sahabiler, Peygamberimize akrabalı-
ğından dolayı “Ey Allah’ın Resulü izin verin de amcanız Abbas’ın fidyesini bağışlayalım” dedi-
20
ler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Hayır, bir dirhem dahi bağışlamayın.” diyerek amcası olan
Abbas’a diğer esirlerden farklı bir muamele yapılmasını hoş karşılamadı.
Peygamberimiz “Yönetimi altındakilere adil davrananlar, Allah katında nurdan minber-
21
ler üzerinde olacaklardır …” sözüyle adil idarecileri övmüş ve cennetle müjdelemiştir. “Adil
olmak” ilkesini Peygamberimizden aldığı dersle hayatı boyunca esas tutan Hz. Ebu Bekir (r.a.)
halife seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmada “Ey insanlar! En hayırlınız olmadığım halde baş-
kanınız oldum. İyi yaparsam bana yardım edin, kötü yaparsam beni düzeltin. Doğruluk emanet-
tir, yalan ise hıyanettir. Zayıf olanınız, hakkını alıncaya kadar benim yanımda güçlüdür. Güçlü
olanınız da başkasının hakkını ondan alıncaya kadar benim katımda zayıftır… Ben Allah’a itaat
ettiğim müddetçe siz de bana itaat edin ben Allah’a itaatten ayrıldığım zaman bana itaat size
22
borç değildir.” diyerek İ�slamiyet’in temel ilkelerinden olan kuvvetin hakta olduğunu ve haklı-
nın güçlü olduğunu ilan etmiştir.
17 bk. Mâide suresi, 32. ayet.
18 Nisa suresi, 58. ayet.
19 Mâide suresi, 42. ayet.
20 Buhârı�, İtk, 11.
98 21 Müslim, İ�mare, 5.
22 İ�bn Hişam, Siret, C 4, s. 418.