Page 7 - Akaid 1. Ünite
P. 7
1. Ünite 1. Ünite AKAİD İLMİ
mümkün değildir. Hz. Peygamberin de buyurduğu gibi, İslam akaidine ilave edilecek veya ondan
çıkarılacak her şey reddedilmiştir: “Her kim bizim şu din işimize ilişkin onda olmayan bir şey icat
ederse, o reddedilmiştir (ve bâtıldır).” Nitekim Yüce Allah “Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği
23
24
bir dini getiren ortakları mı var...?” buyurarak böyle yapanları kınar ve dinin en mükemmel bi-
çimde tamama erdirildiğini vurgular: “... Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi
25
tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim...”
4. İslam akaidi kesin delillere dayanır. Diğer
bazı inanç sistemlerinde görülen, inanılacak şeyle- D DÜŞÜNELİM
rin zaten akılla kavranamayan şeyler olması gerek-
Aşağıdaki ayeti, inanç açısından
tiği ve kişinin sorumluluğunun sadece körü körü- değerlendiriniz.
ne kabullenmekten ibaret olduğu gibi anlayışların
İslam akaidinde yeri yoktur. Aksine Kur’an’da “Sen “... Bugün sizin için dininizi kemale
de onlara: ‘Eğer sahiden doğru söylüyorsanız deli- erdirdim. Size nimetimi tamamla-
linizi getirin’ de.” buyurulur. İslam akaidi, sadece dım ve sizin için din olarak İslam’ı
26
kalp ve vicdana hitapla yetinmeyip kesin delillere seçtim...”
ve açık istidlallere yer verir. Kur’an-ı Kerim; Allah’ın (Mâide suresi, 3. ayet)
(c.c) varlığı, birliği ve kemal sıfatlarına sahip olduğu
konusunda, kâinattan, insanın kendisinden ve tarihten deliller getirir. İnsanın, göklerin ve yerin ilk
yaratılışından, baharda yeryüzünün tekrar canlanmasından hareketle, öldükten sonra dirilmenin
mümkün olduğu sonucuna varır. 27
5. İslam akaidi mutedil ve dengeli, ifrat ve tefritten uzak bir inanç sistemidir.
a. İslam akaidi, duyu organlarıyla kavra-
yamıyoruz diye tabiat ötesi şeylerin hepsini B BİLGİ KUTUSU
inkâr edenlerle, birden fazla ilahın varlığını
kabul edip ilahi ruhun birtakım insanlara hattâ “İslam akaidi şirke kayan ilah telakkisini
hayvanlara ve bitkilere geçtiğini (hulûl) söyle- reddettiği gibi, inkârcılığı da reddetmiştir.”
yenlerin iddialarını reddeder. İslam akaidi şirke
kayan ilah telakkisini reddettiği gibi, inkârcılığı
da reddetmiştir. Âlemin bir tek ilahının olduğunu, O’ndan başka hiçbir ilahın bulunmadığını ortaya
koymuştur: “(Resul’üm) de ki: ‘Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunan-
lar kime aittir?’, ‘Allah’a aittir.’ diyecekler. ‘Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız!’ de. ‘Yedi
kat göklerin Rabb’i, azametli Arş’ın Rabb’i kimdir?’ diye sor. ‘(Bunlar da) Allah’ındır.’ diyecekler.
‘Şu hâlde siz Allah’tan korkmaz mısınız?’ de. ‘Eğer biliyorsanız (söyleyin), her şeyin melekûtu
(mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan fakat kendisi
korunup kollanmayan kimdir?’ diye sor. ‘(Bunların hepsi) Allah’ındır’ diyecekler. ‘Öyle ise nasıl
olup da büyüye kapılıyorsunuz?’ de.” 28
b. İslam akaidi Allah’ın (c.c) sıfatları konusunda da orta yolu izlemiştir. Ne tenzihte aşırı gi-
derek ilahi sıfatları inkâr etmiş ne de teşbih (Allah’ı (c.c) yaratıklara benzetme) ve tecsime (Allah’ı
(c.c) cisim kabul etme) düşmüştür.
Bir taraftan Allah’ı (c.c) yaratıklara benzemekten tenzih ederken diğer taraftan sahip oldu-
ğu kemal sıfatlarla O’nu tavsif eder: “...O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.” ;
29
“Allah, O’ndan başka ilah yoktur. O, hayy (diri)dir, kayyûmdur (yaratıklarını koruyup bizzat yöne-
tendir). Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni
olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na
23. Buhârî, Sulh, 5; Müslim, Akdiye, 17; İbn Mâce, Mukaddime, 3.
24. Şûra suresi, 21. ayet.
25. Mâide suresi, 3. ayet.
26. Bakara suresi, 111. ayet.
27.bk. Enam suresi 101.ayet; Cin suresi 3.ayet; Rum suresi 19. ayet .
28. Müminûn suresi, 84-89. ayetler.
29. Şûra suresi, 11. ayet.
17