Page 5 - AİHL Temel Dini Bigiler 1. Ünite
P. 5

İNANÇ DÜNYAMIZ




                                               OKUMA PARÇASI






                                                 SABUNCU HİKÂYESİ

                 Kasabadaki büyük küçük herkesin saygısını kazanmış Hasan Hoca, Merkez Camii’nde
             ikindi namazını kıldırdıktan sonra ağır adımlarla çarşının girişindeki müftülük binasına
             doğru ilerliyordu. Dükkanların önündeki mermerlerden yürüyor, bunların bittiği yerlerde
             ise mecburen çamur yola iniyordu. Elbisesine çamur sıçramasın diye dikkatlice yürürken
             bir taraftan da esnafla selamlaşıyor, hâl hatır soruyordu. Elektrikçi dükkânının yanına
             gelince Necip Usta, onu dükkânına davet etti:

                 — Buyurun, hocam! Bir çayımızı için. Bugün Cuma namazında ne güzel izah ettiniz.
             İnsanları ancak dine sarılmak kurtarır. Hem soracağım bir iki şey de var. Aceleniz yoksa
             lütfen buyurun!

                 — Müftülükte işim var; ama o kadar acele değil. Bir çayınızı içip biraz sohbet edelim.

                 Cami  ve  namazla  pek  arası  olmayan  Sabuncu  Kâzım  Efendi,  Necip  Usta’nın
             komşusuydu. Hocanın sesini duyunca o da elektrikçi dükkanına geldi. Necip Bey çayları
             söylerken, Sabuncu Kâzım Efendi söze girdi:

                 — Hoca! Din, insanlara huzur ve saadet getirir, diyorsun. Ama aradan geçen bunca
             zamana rağmen dünya hâlâ kötü insanlarla dolu. Hasan Hoca:

                 —  Ağır  ve  derin  bir  konuya  daldın,  evladım,  dedi.  Göz  ucuyla  sabuncuyu  süzdü.
             Kendinden  emin  bir  şekilde  sabuncuya  dönüp  az  ileride  kirli  ve  çamurlu  elbisesiyle
             dolaşan adamı göstererek:

                 —Dünya,  yüzyıllardır  sabunu  da  biliyor.  Sabunun  kirleri,  pislikleri  temizleyeceği
             söyleniyor. Fakat dünyada hâlâ pek çok kir, pislik ve bunlarla kirlenen pek çok insan var,
             öyle değil mi? dedi.
                 Sabuncu hemen itiraz ederek:

                 — Öyle ama, dedi, sabun kullanıldığı zaman faydalıdır. Kendini ısrarla çamurun içine
             atana sabun ne yapsın!

                 Hasan Hoca fırsatı yakalamıştı. Taşı gediğine koymanın tam zamanıydı:
                  — Haklısın, dedi. Kendini çamurun içine atana sabun ne yapsın, sabuncu ne yapsın?
             Evladım!  İşte  din  de  böyledir.  Uygulanır  ve  yaşanırsa  dünyaya  iyilik  getirir.  Kendini
             haramlara, günahlara, zulüm ve haksızlığın içine inatla atana din ne yapsın?

                                                                    Komisyon, Benim Güzel Dinim, s. 20-21.













                                                        17
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10