Page 6 - 10. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 6
ÜÇÜNCÜ ÜNİTE
15
içindir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Bu ayetten anlaşılacağı gibi
zekât toplumun sigortasıdır. Çünkü zekât, toplumda ihtiyaç sahibi olan tüm sınıflara hitap eder.
Toplumun maddi ve manevi olarak rahatlamasını sağlar. Toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
Sevgi, şefkat, merhamet gibi duyguların gelişmesine vesile olur. Kıskançlık, haset ve düşmanlık
gibi kötü duyguların ortadan kalkmasını sağlar. Ayrıca ekonominin canlanmasını sağlar. Böylece
iktisadi kalkınmayı da destekler. Müminlere farz olan zekâtın önemine değinmek için Peygam-
berimiz “... Zekat, (kişinin Müslümanlığının) bir delilidir.” buyurmuştur. “Yarım hurma vermek
16
suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. O kadarını da bulamayanlar, güzel bir
17
sözle olsun kendilerini korusunlar.” hadisi ile de infak etmenin önemini bize bildirmiştir.
Zekât, toplumdaki fertleri birbirine yaklaştıran ve kaynaştıran bir köprüdür. Zenginler
ile fakirler arasındaki sosyal farklılıkların giderek azalmasına ve sosyal dengenin korunmasına
yardımcı olur. Zekât sayesinde zenginler ve fakirler arasında sevgi ve saygı meydana gelir. Her
bir fert, bir binanın tuğlası veya bir vücudun parçası şuuruyla topluma ait olduğunu hisseder.
Zekat veren varlıklı insanlarda, ihtiyaç sahiplerine karşı merhamet duygusu ortaya çıkar. Muh-
taç insanlar ise kendilerine uzatılan merhamet elinden dolayı yardım edenlere hürmet bes-
lemeye başlar. Böylece sosyal yapı içindeki insanlar arasında merhamet, muhabbet ve saygı
temelleri atılmış olur. Merhamet ve hürmete sahip toplumda ise huzur ve güven oluşur.
Peygamberimiz, yardımlaşmayı teşvik etmekle beraber yardımda bulunan insanların
minnet edip başa kakmalarını hoş görmezdi. Yüce Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman
edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye ma-
lını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa
18
çıkarmayın…” ayeti bu konuya dikkat çekerek müminlerin sadakalarını sırf Allah (c.c.) rızası
için vermelerini emretmiştir.
İ�nsanların en cömerdi olan Peygamberimiz, dünya malına sadece, topluma katkı sağ-
laması, emniyet ve asayişe, huzur ve sükûnete yardımcı olması açısından önem verirdi. Aksi
halde dünyanın fani ve geçici olduğunu öğütler, insanların sahip oldukları her şeyden hesa-
ba çekileceğini söylerdi. Peygamber Efendimiz bir gün Hz Ebu Zer’e (r.a.): “Yanımda bulunanı
Allah’ın kullarına şöyle dağıtmak isterim.” dedi. Sonra yoluna devam etti ve: “ Dünyada varlığı
çok olanlar, ahirette sevapları az olanlardır. Yalnız sağına, soluna ve ardına şöyle şöyle verenler
19
müstesnadır. Fakat onlar da ne kadar azdır.” buyurdu.
Peygamberimiz, bazı gün ve zamanlarda daha fazla infakta bulunurdu. Çünkü o gün-
lere ulaşmanın verdiği sevinç ve sürur Allah’ın (c.c.) ona ihsan ettiği nimetlere şükretmesine
vesile olurdu. Peygamberimiz, şükür olarak bu zamanlarda çokça infakta bulunurdu. İ�bn Ab-
bas (r.a.) şunları söyledi: “Resulullah insanların en cömerdi idi. Bilhassa ramazanda Cebrail’in
(a.s.) kendisi ile buluştuğu vakitlerde Önun cömertliği coşup taşardı. Cebrail (a.s.) ramaza-
nın her gecesinde Peygamber Efendimiz ile buluşur, o zamana kadar inen ayetleri okurlardı.
15 Tevbe suresi, 60. ayet.
16 �bn Mace, Taharet, 5.
17 Buhâri, Zekât, 10.
72 18 Bakara suresi, 264. ayet.
19 Müslim, Zekât, 9.