Page 9 - Temel Dini Bigiler İslam-2 Lise 3. Ünite
P. 9

ORUÇ VE ZEKAT






             İtikâf: Kişinin günlük hayatından uzaklaşarak ibadet
          amacıyla belli bir süre mescitte kalması demektir.  İtikâf
                                                           15
          ibadeti, Hz. İbrahim’den (a.s.) beri yapılagelen çok önemli
          bir sünnettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat edinceye
          kadar Ramazan ayının son on gününü çoğunlukla itikâfta
          geçirmiş,  vefat ettiği yıl ise yirmi gün itikâfta kalmıştır. 17
                  16
             İtikâfa girmek isteyen kişi önce niyet eder, camiye girer
          ve en az birkaç saat olmak üzere sadece dua, ibadet ve
          tövbe ile meşgul olur. İtikâf, kişinin niyetine göre günlerce
          de sürebilir. İtikâfta bulunan kimse abdest ve gusül gibi te-
          mel ihtiyaçları dışında camiden dışarı çıkamaz.
             İtikâfa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması,
          Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması; Al-  Görsel 3. 7.  İtikaf, meşguliyetlerden uzak-
                                                                    laşarak kişinin kendini Rabbine adamasıdır.
          lah’ın (c.c.)  varlığı, birliği ve kudreti hakkında tefekkür etmesi,
          gereksiz şeyler konuşmaması ve İslam’a dair kitaplar okuyarak vaktini değerlendirmesi gerekir.

                                                   Fidye: Yaşlılık veya iyileşmesi mümkün olmayan bir
               DEĞERLENDİRELİM
                                               hastalık nedeniyle oruç tutamayan bir Müslüman, tuta-
                                               madığı her gün için bir fakiri sabah-akşam doyurur veya
                                               bunun karşılığı olan parayı verir. Buna fidye denir. Fidye
            “Allah    yolunda  sevdiğiniz
                                               vermek vaciptir. Kur’an-ı Kerim’de fidye ile ilgili olarak
            şeylerden       harcamadık-        şöyle buyrulmuştur:    “...Oruca gücü yetmeyenler ise

            ça  iyiliğe  asla  eremezsiniz.    bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönül-
            Ne  harcarsanız  Allah  onu        den kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse)
                                               o kendisi için daha hayırlıdır...” 18
            hakkıyla bilir.”

                (Âl-i İmrân suresi, 92. ayet.)     Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu elde etmek amacıyla
                                               harcama, muhtaçlara yardım etme anlamına gelen infak,
                                               Yüce dinimizin bizlerden istediği en önemli ibadetlerdendir.
                                               Her zaman az veya çok infak etmeye gayret eden Müs-
            Yukarıdaki  ayeti  göz  önü-
                                               lümanlar, Ramazan ayına hürmet ve Allah’a (c.c.) şükür
            ne alarak bir Müslüman’ın
                                               ifadesi olarak bayram namazından önce özel bir sadaka
            fidye ve fitre miktarını be-       verirler. Bu sadakaya sadaka-i fıtr veya fitre denir. 19
            lirlemesinde  nasıl  bir  tu-
                                                   Fitre vermek vaciptir. Fitre, bir ailedeki her bir fert
            tum içinde olması gerekti-
                                               için ayrı ayrı hesaplanır. Örneğin beş kişilik bir ailede,
            ğini değerlendiriniz.
                                               yaşları kaç olursa olsun beş ayrı fitre verilir. Fitrenin
                                               asgari miktarı (alt sınırı) her yıl ilan edilir. Ancak kişinin,
                                               maddi durumuna göre, ilan edilen bu miktardan fazlasını
                                               vermesi daha faziletlidir.

          15  MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 185.
          16  Buhârî, İ’tikaf, 1.
          17  Buhârî, İ’tikaf, 17.
          18  Bakara suresi, 184. ayet.
          19  MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 99.
                                                       78
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14