Hz. Muhammed'e (s.a.v.) "el-Emin" sıfatı, Müslümanlar tarafından peygamber olduktan sonra verilmiştir.
Müşrikler, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) her türlü hakarette bulunmalarına rağmen ona asla "yalancı" diyememişlerdir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) sadece şaka yapmak amacıyla ufak tefek yalanlara baş vurmuştur.
Peygamberimizi örnek alan bir kişinin güvenilir olması için sadece doğru sözlü olması yeterlidir.
Hz. Muhammed'in (s.a.v.) müşriklerle yaptığı antlaşmalara titizlikle riayet etmesi dürüst bir kişiliğe sahip olduğunun delillerindendir.
“Münafığın alameti üçtür:
* ...........................................
* ...........................................
* ...........................................” (Buhari, Edeb, 69.)
Verilen hadis-i şerifteki boşluklara aşağıdakilerden hangisi yazılamaz?
Hz. Muhammed (s.a.v.), Kureyşlileri Safa Tepesi’ne toplayıp onlara şöyle seslendi: “Ne dersiniz, size şu dağın arkasından (sizinle savaşmak üzere düşman) atlılar çıkacağını haber versem bana inanır mısınız?” Onlar, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) “Biz senin hiç yalan söylediğini duymadık.” diye cevap verdiler. (Müslim, İman, 355.)
Verilen olayda Hz. Muhammed (s.a.v.) ile ilgili olarak;
I. Dürüstlüğü müşriklerce tescillenmiştir.
II. Mekkelilerin güvendiği bir kişi olduğu ispat edilmiştir.
III. Yalan ve hileden uzak durduğu anlaşılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Hz. Muhammed (s.a.v.), Yüce Allah'tan aldığı emir ve yasakları hiç değiştirmeden insanlara iletmiştir. Risalet görevi boyunca doğruluktan ayrılmamış, söz ve davranışlarında dürüst olarak, verdiği sözleri tutarak sadece müminlere değil, herkese örnek olmuştur. Bu sebeple her inançtan insan ona gözü kapalı güven duymuştur.
Verilen paragrafta peygamberlerin ortak sıfatlarından hangisinin örneği yoktur?
Tablonun hangi renkteki bölümlerinde yer alan hadisler "Doğruluk ve Güvenilirlik" konusu ile ilgili değildir?
Müşrikler kendi dost ve arkadaşlarından çok Hz. Muhammed'e (s.a.v.) güvenirlerdi. İçlerinden birisi şehir dışına çıkacağı zaman kıymetli eşya ve altınlarını kendi yakınlarına değil, sahip çıkması için Peygamberimize emanet ederdi. Öyle ki Hz. Peygamber Medine'ye hicret edeceği zaman kendisinde Mekkelilerin emanetleri vardı. Onları Hz. Ali'ye teslim ederek sahiplerine ulaştırmasını istedi.
Pargrafta anlatılanlar;
I. " Onlar emanetlerine ve ahitlerine riayet edenlerdir." (Mearic suresi, 32. ayet)
II. "O müminler, kendilerine verilen her türlü emaneti korur ve verdikleri sözleri tastamam yerine getirirler." (Müminun suresi, 8. ayet)
III. "Rahman’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, “selam” deyip geçen kullardır." (Furkan suresi, 63. ayet)
IV. "Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır." (Saf suresi, 2-3. ayetler)
ayetlerinden hangileri ile ilişkilendirilemez?
"Evladım, yanıma gel, bak sana ne vereceğim!" diye çocuğunu çağıran bir anneye Hz. Muhammed (s.a.v.) ona ne vereceğini sormuş, annesi de çocuğa hurma vereceğini ifade etmiştir. Bunun üzerine Allah Rasulü anneye şunu söylemiştir: ......................................
Bu paragrafın sonu aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır?
, Hacerü'l-Esved'in yerine konması sorununun çözümünde müşriklerin Peygamberimize duydukları güveni gösteren olaylardan biridir.
Hz. Aişe'nin anlattığına göre Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ahlakı ahlakı idi.
, güvenilirliğin göstergelerinden biridir ve verilen sözü tutma anlamına gelir.
Peygamberlerin ortak sıfatlarından olan , söz ve davranışlarda doğru olmayı ifade eder.