Allah’ın (c.c.) her şeyi yerli yerince, bir ölçü ve düzene göre yarattığını hayvanlar âleminde de görürüz.
Yağmurun yağması, gece ve gündüzün birbirini takip etmesi, ısınan suyun buharlaşması gibi olaylar Allah’ın (c.c.) koyduğu biyolojik yasaların bir sonucudur.
Suyun kaldırma kuvvetiyle gemilerin denizlere ve okyanuslara açılarak insanlara fayda sağlamaları, Allah’ın (c.c.) evrende yarattığı değişmez fiziksel yasalar sayesindedir.
İnsanın varlığını sürdürebilmesi için solunum, sindirim ve dolaşım gibi sistemlere sahip olması toplumsal yasaların sonucudur.
“Onlar yeryüzünde gezip kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı?...” buyrularak toplumsal yasaların işleyişi hakkında düşünülmesini istemektedir.
Bir kimsenin verdiği kararların sonuçlarını üstlenmesine özgürlük denir.
Allah’ın (c.c.) ilmi hem görünen âlemi hem de görünmeyen (gayb) âlemini kuşatır.
Ölümden kaçmak veya ölüme engel olmak mümkündür .
Rızkı veren Allah’tır (c.c.). Ancak kulların da çalışıp çabalayıp kendilerine takdir edilmiş olan rızkı helal yoldan kazanmak için gayret göstermeleri gerekir.
Kaderimde ne varsa o olur, nasıl olsa rızkı veren Allah’tır (c.c.). deyip insanı çalışmayabilir.
Tevekkül; bir işin başında, ortasında ve sonunda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeyi gerektiren bir durumdur.
Hak ve adaletten ayrılarak zulüm ve haksızlıkla bir şeyleri elde etmek başarı sayılır.
Başarı, azim, gayret, sebat ve sabır gibi tutum ve davranışlar Allah’ın (c.c.) bizlere bir ikramıdır.